Examples of using "Spielten" in a sentence and their turkish translations:
Biz plajda oyun oynuyorduk.
Biz golf oynuyoruz.
Minyatür golf oynadılar.
Parkta oynardık.
Biz sahilde oynadık.
Çocuklar birlikte oynadılar.
Çocuklar kör ebe oynadı.
Üç çocuk parkta oynuyordu.
Bazı kızlar tenis oynuyorlardı.
Biz sahilde oynadık.
Çocuklar bahçede oynuyorlardı.
Tom ve Mary satranç oynadılar.
Tom ve Mary dama oynadılar.
Çocuklar mıknatıslarla oynadılar.
Çocuklar ahşap bloklarla oynadılar.
Çocuklar oyuncak bloklarla oynadılar.
Biz, parkta oynardık.
Çocuklar bahçede oynadı.
Dama oyunu oynuyorlardı.
Çocuklar karda oynadı.
Tom ve Mary tavla oynadı.
Çocuklar çamurda oynadılar.
Yağmura rağmen golf oynadık.
Çok sayıda çocuk parkta oynuyorlardı.
İki çocuk yolda oynuyorlardı.
Çocuklar okul bahçesinde oynuyorlardı.
Biz akşam yemeğinden sonra kart oynadık.
Biz bütün gün poker oynadık.
İki çocuk evin yanında oynadı.
Tom ve Mary birlikte masa tenisi oynadı.
Aynı futbol takımında oynadık.
Eskiden çocuklar ip atlardı.
Televizyon seyretmek yerine, çocuklar dışarıda oynadılar.
Tom'un torunları, doğum sahnesi figürinleriyle oynuyorlardı.
Çocuklar polisler ve soyguncular oynuyordu.
mahalledeki abiler ablalar da oynardı
Parka gidip orada oynadık.
Şiddetli yağmur yağmaya başladığı için içeride oynadık.
Masanın etrafına oturup iskambil oynadılar.
Biz okuldan sonra sık sık satranç oynadık.
Çocuklar caddenin ortasında oyuyordu.
Onlar oyunlar oynadılar.
Tom ve Mary bir süre yakalama oynadı.
iPadlerden birinde Rocky müziği açtık,
aç kapıyı bezirganbaşı bunu daha çok da kızlar oynardı
benimde oynamışlığım vardı. Erkekler de oynardı çünkü
Ben çocukken, oldukça çok saklambaç oynardık.
Çocuklar hava kararıncaya kadar dışarıda oynadılar.
Tom ve arkadaşları kovboylar ve Hintliler oynadı.
Kadınlar da savaş sırasında önemli bir rol oynadı.
Birlikte masa tenisi oynadılar.
Tiyatrodaydık, güzel bir piyes oynadılar.
Tom ve Mary tüm öğleden sonra satranç oynadı.
O, çocukları derede oynarken izledi.
Tom, Mary ve John sahada kovalamaç oynuyorlardı.
Yangın çocukların kibritlerle oynamasından kaynaklandı.
Şiddetli yağmur yağmaya başladı. Bundan dolayı, biz içeride oynadık.
Tom ve Mary birlikte kum havuzunda oynadılar ve kum kaleler yaptılar.
Tom ve Mary'nin domino oyunu oynadığını gördüm.
Adamlar gece geç saatlere kadar iskambil oynayıp içtiler.
Tom ve Mary minyatür golf oynadılar.
Bazı çocuklar göletin yakınında frizbi oynuyorlardı.
Öylesine güzel bir gündü ki birçok çocuk parkta oynuyordu.
Odada iskambil oynayan dört erkek vardı.
. 1800 yılında Ney ve bölümü General Moreau'nun
Çevre kirliğine karşı olan kampanyada öğrenciler başı çekiyordu.
Tom ve Mary satranç oynarken bahçede küçük bir masada oturdu.