Examples of using "Viimein" in a sentence and their turkish translations:
Gelgit nihayet tersine dönüyor.
Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.
O sonunda ortaya çıktı.
Vahşi istilacı sonunda veterinerler tarafından yatıştırılıyor
Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.
Nihayet, güneş ufukta kayboluyor.
Sonunda Fuji dağının zirvesine ulaştık.
Sonunda ortaokuldan mezun oldum.
En sonunda hastaneye götürülüp doğru panzehir verilince,
...biz aşağıda South Col kampındaydık.
Julia sonunda beğendiği ayakkabıyı buldu.
Tom sonunda eve geldiğinde gece geç saatti.
Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.
Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.
Tom sonunda Mary'nin haklı olduğunu fark etti.
Sadece birkaç haftalık bir bebek bu. Ağaçların arasından duyduğu sesler sonunda gözünde somutlaşıyor.