Examples of using "Uros" in a sentence and their turkish translations:
Bir erkek.
Erkek yine geldi.
Tom gerçek bir erkek.
Rakip bir erkek.
O köpek erkek mi yoksa dişi mi?
Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.
Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.
Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.
Eğer işi düzgün kotaramazsa eş değil, aş olur.
Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.
Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.
Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.
Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.
Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.
...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.
Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.