Translation of "Uros" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Uros" in a sentence and their turkish translations:

Uros.

Bir erkek.

Uros on palannut.

Erkek yine geldi.

- Tuomas on uros.
- Tuomas on tosimies.
- Tuomas on todellinen uros.

Tom gerçek bir erkek.

Tämä on kilpaileva uros.

Rakip bir erkek.

- Onko tuo koira uros vai naaras?
- Onko tuo koira uros vai narttu?

O köpek erkek mi yoksa dişi mi?

Jopa yksinäinen uros - seuraa lauman kutsuja.

Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.

Mutta nuori uros ei saa jakaa samaa oksaa.

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

En ole varma, onko se uros vai naaras.

Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.

Jos uros ei onnistu, se päätyy ateriaksi, ei parittelukumppaniksi.

Eğer işi düzgün kotaramazsa eş değil, aş olur.

Pehmustettuine jalkoineen jopa kuuden tonnin uros voi kulkea huomaamatta.

Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.

Uros on lähes uupunut, mutta se tietää naaraan olevan lähellä.

Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.

Keskiyön aterioinnilla - tämä nuori uros voi ehkä vältellä dominoivampia orankeja.

Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.

Vanha uros on suuren kokonsa takia vähemmän ketterä kuin muut.

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

Se ei ole helppoa pentujen kansa. Nuori uros on kiinnostuneempi leikkitappelusta.

Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.

Pieni uros voittaa itselleen puolison. Äänekkäässä maailmassa kannattaa joskus olla hiljaa.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

Sen pennut ovat kolmen kilometrin päässä, ja iso uros on yhä maisemissa.

Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.