Examples of using "Paremmin" in a sentence and their turkish translations:
Biz daha iyi oynadık.
Birbirimizi tanıyalım.
Biz sensiz daha iyiyiz.
Onsuz daha zenginsin.
Sen bensiz daha zenginsin.
Sen Tom olmadan daha iyi durumdasın.
Yalnız daha zenginim.
Bugün kendimi daha iyi hissediyorum.
Tom bugün daha iyi hissediyor.
Bensiz daha iyi olurdun.
Geçmişte her şey daha iyiydi.
Tom onun yapmasını beklediğimden daha iyisini yaptı.
Tom benden daha iyi Fransızca konuşur.
Tom Mary'den daha iyi Fransızca konuşur.
Artık her şey daha iyi olmalı.
Bir kedi gece çok daha iyi görebilir.
Tom benim yaptığımdan daha iyi yaptı.
Keşke biraz daha iyi Fransızca konuşabilsem.
Tom bunu hatırlamalı.
Esperantodan daha iyi yapay diller vardır.
Tom Mary'den daha başarılıydı.
Hatta John beklenenden daha iyisini yaptı.
- Tom Mary'den daha iyi şarkı söyledi.
- Tom Maria'dan daha iyi şarkı söyledi.
Tom Mary'yi daha iyi tanımak istedi.
Eğitim alanlar, robotlardan önce daha iyi öğreniyordu.
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
Daha çağdaş olmalısın.
Tom'u senden çok daha iyi tanıyorum.
Tom'u senin tanıdığından çok daha iyi tanıyordum.
Tom Fransızcayı İngilizceden daha iyi konuşur.
Senin Tom olmadan daha varlıklı olduğunu düşünüyorum.
- O benden daha iyi İngilizce konuşuyor.
- Benden daha iyi İngilizce konuşur.
- Benden iyi İngilizce konuşuyor.
Tom benden daha iyi satranç oynar.
Gözlem altında müşterilerine daha iyi davranır.
Tom Fransızcayı benden daha iyi konuşabilir.
Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.
Ormanda büyük avlar peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.
Gece görüşleri bizimkinden iyi olmasa da...
Bir şeyin doğrusunu bilecek kadar yeterince yaşlısın. Terbiyeni takın.
Ondan çok daha iyi yüzebilirsin.
Tom Mary'nin konuştuğundan çok daha iyi Fransızca konuşur.
Bundan daha iyisini bilmelisin.
Tom İngilizce konuştuğundan çok daha iyi Fransızca konuşur.
Tom İngilizce konuştuğundan sadece biraz daha iyi Fransızca konuşur.
ne tür bir dokunuşun kötü hissettirdiğini daha iyi bilebilirsiniz
Onu ne kadar çok tanırsam onu o kadar çok severim.
Daha iyi hissediyor musun?
Onun küçük kızı önceki durumlarda çok daha iyi davranmıştı.
Tom İngilizce konuştuğundan sadece biraz daha iyi Fransızca konuşur.
Tom karısından daha iyi yemek yapabiliyor.
Oselolar karanlıkta daha da iyi görür. Eve dönme vakti.
Senin dişlerinin hepsi sarı. Onları daha iyi temizlemen gerekir.
Sana bütün durumu açıklamama izin ver ve daha iyi anlayabileceksin.
Keşke onu daha iyi açıklayabilsem ama açıklayamıyorum.
Tom ve Mary birbirleriyle daha iyi haberleşmeyi öğrenmeliler.
Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.
Tamam, ama senin bunu daha iyi yapabileceğini düşünüyorum.
Tom bu sefer daha hazırlıklı bu yüzden onu yapabilmeli.
Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.
Daha fazla aşılanmış insan, o kadar fazla virüse karşı hassas olanları koruyabilir.
Daha doğru bir şekilde boyut görüntüleyen bir harita görmek isterseniz
Keşke kıza daha nazik davransaydım.
Sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi tenis oynayabilir.
Tom Mary'den daha iyi Fransızca konuşur.
Tom'un karısı kadar iyi ya da daha iyi yemek pişirebildiğini duydum.
Tom daha iyi Fransızca konuşabilseydi gerçekten nasıl hissettiğini herkese söyleyebilirdi.