Examples of using "Lintu" in a sentence and their turkish translations:
Kuş uçuyor.
- Kuş yaralandı.
- Kuş yaralıydı.
- Kuş yaralı idi.
Kuş yuvasında.
Gökyüzünde bir kuş uçuyordu.
Bir kuş yukarıda süzüldü.
Kuş öldü.
- Kuş göktedir.
- Kuş gökte
- Kuş gökyüzündedir.
O bir kuş mu?
Ağaçta bir kuş ötüyor.
Bir kuş uçabilir.
Bu kuş uçamaz.
Erken kalkan erken yol alır.
O sadece bir kuş.
Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.
Bir kuş olsam, sana uçarım.
Bir yarasa bir kuş değildir ama bir memelidir.
Bir kuş değilim ama olmak isterdim.
Bu kuş insan sesini taklit edebilir.
Yarasa, bir kuş olmaktan ziyâde, bir sıçandır.
Penguen uçamayan bir kuştur.
Kuş uçup gözden kayboldu.
- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.
Bir kuş kanatlarını oynatmadan havada süzülebilir.
Bir yarasa bir balığın olduğundan daha fazla bir kuş değildir.
Bu köpek ve o balık benim ama o kuş benim değil.