Examples of using "Lihaa" in a sentence and their turkish translations:
- Et yer misin?
- Et yer misiniz?
Et ekle.
Et yerim.
Et, lütfen.
Aslan et yiyor.
- Ben bir sürü et yedim.
- Çok et yerim.
Amerikalılar çok et yer.
Onlar o dükkânda et satarlar.
Kasap eti kesiyor.
Kasap eti tartıyor.
- Ben et yemem.
- Et yemem.
Bu yemek herhangi bir et içeriyor mu?
Neden et yemiyorsun?
Onlar et yemez.
Tom et yemez.
Geçen gün bir pound et aldım.
Yakında et yemeye de başlayacaklar.
Hangisini yedin, balık mı yoksa et mi?
Tom siyah et yemez.
Tom görünüşe göre et yemiyor.
Et yer misin ya da bir vejetaryen misin?
Hangisini tercih edersin, et mi yoksa balık mı?
Tom çok et yemez.
Et ve sebze yemek istiyorum.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
böbrek yetmezliği ve kangreni atlattı.
O mağaza et ve balık satar.
Ben, köpeğimi asla çiğ etle beslemem.
Haftada en az bir kez köpeğimi etle beslerim.
Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.
Sadece balık yeme. Biraz et de ye.
Çok sayıda hayvan, örneğin kaplanlar gibi, et yer.
Sadece balık yeme. Et de ye.
Ya çürüyen etin bir kısmını alıp ormanda tuzak kurar
Tom köpeğe bir parça et verdi.
Et yeme ahlaken yanlış mıdır?
Ne diyorsunuz? Çürümüş etle düzgün bir tuzak mı kuralım
Tom çoğunlukla meyve ve sebze yer ve sadece yaklaşık haftada bir kez et yer.