Examples of using "Kuusi" in a sentence and their turkish translations:
Onlardan altısı yanıyor.
Onlardan altısı geri dönüyor.
Onlardan altısı geri dönüyor.
Kraliçelik için altı aday vardı.
Bir günde altı dersimiz var.
Saat altıyı on beş geçiyor.
Saat neredeyse altı.
Bir altıgenin altı yanı var.
Bir padişahın altı oğlu varmış.
Böceklerin altı bacağı vardır.
Ameliyat altı saat sürdü.
Dört kere altı kaç yapar?
Senin ayın geri dönüyor
Ayınız geri dönüyor.
Ladin ağacı geri dönüyor.
Sıfırın altında altı derece.
2x6 eşittir 12.
Oyun altı ay sürdü.
Altı aydır Çin'de yaşamaktayım.
Ankara'da altı yıl yaşadı.
Altı pencerenin hepsini kapattım.
Altıyı çeyrek geçiyor.
Bu evin altı odası var.
Altı ikiyle bölünürse cevap üçtür.
Başladığımızda, sadece altı çalışanımız vardı.
Mesela, sinek altılı seçtiyseniz sayınaza altı ekleyin,
Günde ortalama altı saat uyurum.
Bu ada Manhattan'dan altı kat daha büyüktür.
Tom günde altı kupa kahve içer.
O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir.
Yeryüzü yaklaşık altı adet ay büyüklüğündedir.
Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.
Hızlı bir yürüyücü bir saat içinde altı kilometre yürüyebilir.
Tom her sabah altıda kahvaltı yer.
Tom genellikle yaklaşık saat altıda eve varır.
Geçmişte lisede, her sabah altıda kalkardım.
Dışarısı eksi altı derece ve ısıtma sistemi de sizlere ömür.
Gary gelecek ay altı yıldır Japonya'da bulunuyor olacak.
Geçtiğimiz 6 ay beni çok mutlu bir kız yaptı.
Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.
Altı kişi işe başvurdu ama onlardan hiçbiri işe alınmadı.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
O, Los Angeles'ta iken, en az altı farklı işi vardı.
Sıfır, bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
2008'den beri bir sürü Facebook ve Twitter hesapları açtım. Şimdi altı Facebook hesabım ve on beş Twitter hesabım var.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.