Translation of "Tortured" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tortured" in a sentence and their turkish translations:

I was tortured.

Ben işkence gördüm.

They were tortured.

- Onlara işkence edildi.
- Onlar işkence gördüler.

They tortured Tom.

Onlar Tom'a işkence ettiler.

Tom was tortured.

Tom'a işkence edildi.

We tortured them.

Onlara işkence yaptık.

They tortured him.

Onlar ona işkence yaptılar.

They tortured her.

Onlar ona işkence yaptılar.

They tortured you.

Onlar size işkence etti.

Nobody was tortured.

Kimse işkence görmedi.

Heretics were tortured.

Heretikler işkence gördü.

You were tortured.

Sana işkence edildi.

- Tom must've been tortured.
- Tom must have been tortured.

Tom'a işkence edilmiş olmalı.

Tom is being tortured.

Tom'a işkence ediliyor.

He tortured a prisoner.

O bir hükümlüye işkence etti.

You tortured a prisoner.

Bir makuma işkence ettin.

Dan was also tortured.

Dan'a da işkence edildi.

She tortured a prisoner.

O bir tutukluya işkence etti.

Where was Tom tortured?

Tom'a nerede işkence yapıldı?

Sami was being tortured.

Sami'ye işkence ediliyordu.

I tortured the prisoners.

Mahkûmlara işkence ettim.

Where was Guido Fawkes tortured?

Guido Fawkes'a nerede işkence edildi.

Tom was tortured and murdered.

Tom'a işkence edildi ve öldürüldü.

Dania was raped and tortured.

Dania'ya tecavüz edildi ve işkence yapıldı.

Tom was tortured by the police.

Tom polis tarafından işkence gördü.

Sami kidnapped women, tortured and killed them.

Sami, kadınları kaçırdı, işkence yaptı ve onları öldürdü.

He was incarcerated, tortured, for over seven years.

Hapsedildi, yedi yıl boyunca ona işkence ettiler.

The boss tortured the workers with his criticism.

Patron eleştirisiyle işçilere işkence yaptı.

The pain she suffered while being tortured was unimaginable.

İşkence edilirken onun çektiği acı akılalmazdı.

They tortured the prisoner first and then killed him.

Onlar, tutukluya önce işkence ettiler ve sonra onu öldürdüler.

Layla was tied up to a chair and tortured.

Leyla bir sandalyeye bağlandı ve işkence gördü.

Before their execution, they were tortured savagely for months.

İdamdan önce aylar boyunca vahşice işkence gördüler.

In civilized Europe, bulls are still tortured and killed for fun.

Uygar Avrupa'da, boğalar eğlence için hala işkence edilip öldürülüyorlar.

I confessed to something I didn't do because I was being tortured.

Bana işkence edildiği için yapmadığım bir şeyi kabullendim.

Tom tortured and murdered several victims before he was killed by the police.

Tom, polis tarafından öldürülmeden önce birkaç kişiye işkence edip öldürdü.

"Layla was horribly tortured." "I can see that she has already been through hell."

"Leyla korkunç biçimde işkence gördü." "Zaten onun cehennemden geçtiğini görebiliyorum."

I hate and I love. Why would I do this, maybe you're asking? I don't know, but I feel it happening and am tortured.

Nefret ediyorum ve seviyorum. Neden diye sorarsan bilmiyorum, böyle geçiyor içimden ve kahroluyorum.