Translation of "Operate" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Operate" in a sentence and their turkish translations:

- He can operate a crane.
- She can operate a crane.

O bir vinç kullanabilir.

Most elevators operate automatically.

Birçok asansörler otomatik olarak çalışır.

We must operate immediately.

Derhal ameliyat yapmalıyız.

We should operate immediately.

Derhal ameliyat yapmalıyız.

We have to operate urgently.

- Derhal ameliyat etmek zorundayız.
- Acilen ameliyat etmek zorundayız.

We have to operate immediately.

Derhal ameliyat etmek zorundayız.

We need to operate immediately.

Derhâl müdahale etmemiz gerekiyor.

Tom can operate a forklift.

Tom bir forklifti kullanabilir.

We urgently need to operate.

Acilen ameliyat etmemiz gerekiyor.

I can operate a crane.

Ben bir vinç kullanabilirim.

Tom can operate a crane.

Tom bir vinç kullanabilir.

She can operate a crane.

O bir vinç kullanabilir.

Mary can operate a crane.

- Mary bir vinç işletebilir.
- Mary bir vinç kullanabilir.

We can operate a crane.

- Biz bir vinç kullanabiliriz.
- Biz bir vinci kullanabiliriz.

They can operate a crane.

Onlar bir vinç kullanabilirler.

Shuttle buses continue to operate.

- Servis otobüsleri çalışmaya devam ediyor.
- Servis otobüsleri işlemeye devam ediyor.

Sami's cult continues to operate.

Sami'nin tarikatı çalışmaya devam ediyor.

He can operate a forklift.

Forklift kullanabiliyor.

I'd love to operate on her.

Ameliyat etmek için can atıyordum yahu!

To co-operate with other commanders.

diğer komutanlarla işbirliği yapma isteksizliğinin de olduğu beş yıl .

They're going to operate on Tom.

Onlar Tom'u ameliyat edecekler.

How do you operate this machine?

Bu makineyi nasıl çalıştırıyorsun?

I tend to advise not to operate.

ameliyatı önermeme eğiliminde oluyorum.

It's about a social license to operate.

Faaliyet göstermek için genel bir kabul gerekiyor.

The doctor decided to operate at once.

Doktor derhal ameliyata karar verdi.

The lawn mower needs gas to operate.

Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.

The appliance is wonderfully simple to operate.

Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.

You can operate a crane, can't you?

Vinç kullanabilirsin, değil mi?

And deconstruct the way in which we operate,

ve biz politikayı belirlediğimiz, kullandığımız

I found it easy to operate the computer.

Bilgisayarı çalıştırmayı kolay buldum.

I don't know how to operate this computer.

Bu bilgisayarı nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.

Tom showed me how to operate the machine.

Tom bana makineyi nasıl çalştıracağımı gösterdi.

Sami didn't know how to operate that gun.

Sami o silahı nasıl kullanacağını bilmiyordu.

That Donald Trump doesn't just operate on his own.

Donald Trump sadece kendi başına yönetmesin.

City lights mean they can operate around the clock.

...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.

The engineer demonstrated how to operate the sophisticated system.

Mühendis sofistike sistemi nasıl çalıştırılacağını gösterdi.

That was all he needed to operate his computer.

Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.

I don't know how to operate this CD player.

Bu CD çaları nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.

Tom has no idea how to operate this machine.

Tom'un bu makineyi nasıl çalıştıracağı konusunda bir fikri yok.

I don't know how to operate a spinning wheel.

- Çıkrık nasıl kullanılır bilmiyorum.
- Çıkrığın nasıl kullanıldığını bilmiyorum.
- Bir çıkrığı nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

Tom doesn't have enough experience to operate a train.

Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.

Do you have a license to operate a boat?

Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?

During the strike, 35% of the trains will operate.

Grev sırasında trenlerin % 35'i çalışacak.

He explained to me how to operate the machine.

O, makineyi nasıl çalıştıracağımı bana açıkladı.

I can't figure out how to operate this machine.

Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı anlamıyorum.

Does anyone here know how to operate this machine?

Burada biri bu makinenin nasıl çalıştırılacağını biliyor mu?

No special training is needed to operate this machine.

Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil.

Of course, a license is needed to operate a crane.

Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.

You don't know how to operate a forklift, do you?

Bir forklifti nasıl çalıştıracağını bilmiyorsun, değil mi?

Do you have a license to operate a motor boat?

Motorlu bir tekneyi çalıştırmak için ehliyetin var mı?

Ability to operate a computer is critical for this job.

Bir bilgisayarı çalıştırma yeteneği bu iş için kritik öneme sahiptir.

A satellite has to operate in space within massive temperature differences.

Bir uydu uzayda büyük sıcaklık farklılıkları içinde çalışmak zorundadır.

It's one thing to see how cues operate in a laboratory setting.

Görülecek bir şey de işaretlerin laboratuvar şartlarında nasıl çalıştığı.

This submarine can operate in the most hostile conditions on the planet.

Bu denizaltı gezegendeki en düşmanca koşullarda çalışabilir.

- I can't run the bread machine.
- I'm not able to operate the bread machine.

Ekmek makinesini çalıştıramıyorum.

Grandma figured out how to operate the remote control, but forgot the next day.

Büyükanne uzaktan kumandanın nasıl kullanılacağını öğrendi ama ertesi gün unuttu.

Of the many kinds of monkey in South America, only owl monkeys operate after dark.

Güney Amerika'daki birçok maymun arasından... ...sadece gece maymunları geceleri harekete geçer.

This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.

Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.

- Do you know how to operate this machine?
- Do you know how to work the machine?
- Do you know how this machine is operated?

Bu makinenin nasıl çalıştırılacağını biliyor musunuz?