Translation of "May  " in Turkish

You may or may not win.

Kazanabilirsin ya da kazanamayabilirsin.

- Come what may!
- Come what may.

Ne olursa olsun!

- You may continue.
- You may proceed.

Devam edebilirsin.

It may or may not be true.

Doğru olabilir ya da olmayabilir.

He may come, or he may not.

O gelebilir ya da gelmeyebilir.

Hmm ... God may or may not exist.

Hmm. Tanrı var olabilir ya da olmayabilir.

- You may sit.
- You may be seated.

Oturabilirsin.

Gods may do what cattle may not.

Sığırların yapamadığını Tanrılar yapabilir.

- It may be true.
- That may be true.

Bu doğru olabilir.

The rumor may or may not be true.

Söylenti doğru olabilir veya olmayabilir.

"May I use this pencil?" "Yes, you may."

"Ben bu kalemi kullanabilir miyim?" "Evet, kullanabilirsin."

She may or may not agree with us.

O bizimle aynı fikirde olabilir veya olmayabilir.

- Tom may be back.
- Tom may come back.

Tom geri gelebilir.

- Anyone may do that.
- Anybody may do that.

Bunu herkes yapabilir.

May be ok

E tamam olabilir

May be buddha

buda olabilir

May like them.

You may swim.

Yüzebilirsin.

May contain nuts.

Sert kabuklu meyveler içerebilir.

It may snow.

Kar yağabilir.

May I go?

Gidebilir miyim?

You may stay.

Sen kalabilirsin.

May I smoke?

Sigara içebilir miyim?

You may go.

- Gidebilirsin.
- Gidebilirsiniz.

It may be.

Olabilir.

That may work.

- O çalışabilir.
- Bu işe yarayabilir.

Tom may come.

Tom gelebilir.

May I eat?

Yemek yiyebilir miyim?

Tom may change.

Tom değişebilir.

Prices may change.

Fiyatlar değişebilir.

Exercise may help.

Egzersiz yardımcı olabilir.

Tom may talk.

Tom konuşabilir.

Tom may testify.

Tom tanıklık edebilir.

They may pass.

Onlar geçebilirler.

It may break.

Kırabilir.

It may hurt.

Bu incitebilir.

You may answer.

Cevap verebilirsin.

You may begin.

Başlayabilirsin.

You may die.

Ölebilirsin.

You may laugh.

Gülebilirsin.

You may leave.

Sen gidebilirsin.

You may look.

Bakabilirsin.

You may refuse.

Reddedebilirsin.

You may return.

Dönebilirsin.

You may rise.

Terfi edebilirsin.

They may go.

Onlar gidebilirler.

May I begin?

Başlayabilir miyim?

She may come.

O gelebilir.

I may change.

Değişebilirim.

You may proceed.

Devam edebilirsin.

I may testify.

Ben tanıklık edebilirim.

May I leave?

Ayrılabilir miyim?

May I swim?

Yüzebilir miyim?

Tom may leave.

Tom ayrılabilir.

I may quit.

Ben bırakabilirim.

I may come.

Ben gelebilirim.

I may win.

Kazanabilirim.

Tom may die.

Tom ölebilir.

I may sing.

Şarkı söyleyebilirim

Tom may sing.

Tom şarkı söyleyebilir.

"May I take this umbrella?" "No, you may not."

"Bu şemsiyeyi alabilir miyim?" "Hayır, alamazsın."

- You may go in now.
- You may enter now.

Şimdi girebilirsin.

- You may be right.
- You may have a point.

Haklı olabilirsin.

- Tom may need some help.
- Tom may need help.

Tom'un biraz yardıma ihtiyacı olabilir.

Tom may or may not be telling the truth.

Tom gerçeği söylüyor ya da söylemiyor olabilir.

What Tom said may, or may not, be true.

Tom'un söylediği, doğru olabilir ya da olmayabilir.

- Smoking may be lethal.
- Smoking may be fatal.
- Smoking may be deadly.
- Smoking can kill.

Sigara içmek ölümcül olabilir.

- May I use the bathroom?
- May I use your bathroom?

Banyonu kullanabilir miyim?

- May I eat that cake?
- May I eat this cake?

Bu keki yiyebilir miyim?

- He may have been right.
- She may have been right.

O haklı olabilir.

- May I talk to you?
- May I talk with you?

Sizinle konuşabilir miyim?

- May I try it on?
- May I try this on?

Bunu deneyebilir miyim?

- You may not do it.
- You may not do that.

Onu yapmayabilirsin.

- You may go in now.
- You may come in now.

Şimdi içeri girebilirsin.

- May I borrow your bicycle?
- May I borrow your bike?

Bisikletini ödünç alabilir miyim?

- May I see your ID?
- May I see your identification?

Kimliğinizi görebilir miyim?

- His birthday is May 5th.
- Her birthday is May 5th.

Onun doğum günü 5 Mayıs.

- You may go anywhere.
- You may go where you please.

İstediğiniz yere gidebilirsiniz.

- May fortune smile upon you.
- May fortune smile on you.

Talih yüzüne gülsün.

- He may be the traitor.
- She may be the traitor.

- O, vatan haini olabilir.
- O vatan haini olabilir.
- Hain o olabilir.

- Tom may need to wait.
- Tom may have to wait.

Tom beklemek zorunda kalabilir.

May look quite different.

biraz farklı görünebilir.

May I pay you?

Ödeyebilir miyim?

Called bloody may 1

kanlı 1 Mayıs olarak adlandırılan

Inferiority complex may occur

aşağılık kompleksi oluşabilir

May I help myself?

Başlayabilir miyim?

You may go anywhere.

İstediğiniz yere gidebilirsiniz.