Translation of "Behaved" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Behaved" in a sentence and their turkish translations:

Tom behaved badly.

Tom kötü şekilde davrandı.

Tom behaved himself.

Tom terbiyeli davrandı.

Tom behaved well.

Tom iyi davrandı.

Tom behaved strangely.

Tom garip davrandı.

I behaved badly.

Kötü biçimde davrandım.

I behaved myself.

- Kendime geldim.
- Terbiyemi takındım.
- Terbiyeli davrandım.

Tom behaved foolishly.

- Tom aptalca davrandı.
- Tom ahmakça hareket etti.

Tom behaved quite badly.

Tom oldukça kötü davrandı.

She behaved quite foolishly.

O, oldukça aptalca davrandı.

Maryam is well behaved.

Maryam terbiyelidir.

She behaved exceptionally well.

O alışılmadık biçimde iyi davrandı.

Tom behaved very badly.

Tom çok kötü davrandı.

Tom was well-behaved.

Tom terbiyeliydi.

She behaved quite abominably.

O oldukça iğrenç bir biçimde davrandı.

Tom behaved quite foolishly.

Tom çok aptalca davrandı.

Tom behaved exceptionally well.

Tom son derece iyi davrandı.

behaved no better than bandits.

birçok İspanyol gerilla çetesine karşı koruma sözü verdi .

He behaved like a child.

O bir çocuk gibi davrandı.

Tom behaved like a gentleman.

Tom bir beyefendi gibi davrandı.

Tom behaved like a child.

Tom bir çocuk gibi davrandı.

Tom was very well behaved.

Tom çok iyi huyluydu.

Tom behaved like a lunatic.

Tom bir deli gibi davrandı.

Tom behaved like a man.

Tom bir insan gibi davrandı.

The children behaved quite well.

Çocuklar çok iyi davrandılar.

Tom is very well behaved.

Tom'a çok iyi davranılıyor.

Tom and I behaved ourselves.

Tom ve ben terbiyeli davrandık.

Sami's dogs are badly behaved.

Sami'nin köpekleri kötü biçimde davrandı.

She behaved with a great courage.

Büyük bir cesaretle davrandı.

He behaved in a cheap manner.

Bayağı bir tavrı vardı.

He behaved himself like a man.

O, bir erkek gibi davrandı.

He behaved badly to his sons.

O, oğullarına kötü davrandı.

He behaved like he was afraid.

O, korkmuş gibi davrandı.

He always behaved badly to me.

O bana karşı hep kötü davranırdı.

Your children are remarkably well-behaved.

Çocukların dikkat çekecek biçimde ahlaklı.

Are you suggesting I behaved improperly?

Uygunsuz davrandığımı mı düşünüyorsun?

Your children are very well behaved.

Çocuklarınız çok uslu.

Tom is a well-behaved boy.

Tom terbiyeli bir çocuk.

Mary behaved like a perfect lady.

Mary mükemmel bir bayanmış gibi davrandı.

Tom behaved like he was afraid.

Tom korkuyormuş gibi davrandı.

- He behaved badly.
- His behaviour was bad.

O kötü davrandı.

- He bore himself well.
- He behaved well.

O iyi davrandı.

He behaved as if he were crazy.

O sanki deliymiş gibi davrandı.

I've been told that I behaved badly.

Bana kötü davrandığım söylendi.

I'll tell your father how you behaved!

Nasıl davrandığını babana söyleyeceğim!

He behaved like a father to me.

O bana bir baba gibi davrandı.

Jane always behaved like she was very rich.

Jane her zaman çok zenginmiş gibi davrandı.

I hope you behaved well at school today.

Bugün okulda iyi davrandığını umuyorum.

Aren't you ashamed of the way you behaved?

Davranma şeklinden utanmıyor musun?

Jane always behaved as if she were rich.

- Jane her zaman sanki zenginmiş gibi davrandı.
- Jane her zaman zenginmiş gibi davrandı.

- Tom has been behaving strangely.
- Tom behaved strangely.

Tom garip davranıyor.

Layla and Sami behaved in a barbaric way.

Leyla ve Sami barbar bir biçimde davrandılar.

I didn't understand why Tom behaved that way.

Tom'un neden o şekilde davrandığını anlamadım.

As Governor of Aragon, Marshal Suchet behaved very differently.

Aragon Valisi olarak Mareşal Suchet davrandı çok farklı.

- I wish my kid behaved as well as my dog.
- I wish that my kid behaved as well as my dog.

Keşke benim çocuğum benim köpeğim kadar iyi davransa.

- He acted like a lunatic.
- He behaved like a madman.

Delirmiş gibi davrandı.

His little daughter was much better behaved on previous occasions.

Onun küçük kızı önceki durumlarda çok daha iyi davranmıştı.

Is that not everybody behaved like Adam Smith would have predicted.

herkes Adam Smith'in öngördüğü gibi davranmadı.

Tom behaved like he was happy, but deep inside, he was very sad.

Tom mutlu gibi davranıyordu fakat o derinlerde üzgündü.

- He behaved like a father to me.
- He acted like a father to me.

O bana bir baba gibi davrandı.

- Tom acted like a lunatic.
- Tom acted like a madman.
- Tom behaved like a lunatic.

Tom bir deli gibi davrandı.

But first, I want you to understand how you have behaved towards me… and how I have treated you.

Ama önce, bana nasıl davrandığını ve sana nasıl davrandığımı anlamanı istiyorum.