Examples of using "Zak" in a sentence and their turkish translations:
Otuz birci.
Plastik bir torba mı yoksa kağıt bir torba mı istiyorsunuz?
Tembel.
Tom bir torba patates kızartması yiyor.
Biri çantamı aldı götürdü.
Ben bir çanta aldım.
Hangisi senin çantan?
- Tom çantaya ne koydu?
- Tom torbaya ne koydu?
Bu siyah çanta senin mi?
Çantanda neyin var?
Parayı cebine koy.
Çantada ne var?
Cebinizde başka ne var?
John cebinden bir anahtar aldı.
Onun cebinden madeni para düştü.
Tom telefonunu cebine koydu.
Tom mızıkasını cebine koydu.
Cebinizde her zaman bir mendil bulundurun.
Çocuk cebinde bir elmaya sahiptir.
Çocuk elini cebine koydu.
Poşet içinde dallanan birtakım tüpler mevcut
Tamam, kalanını cebimde tutacağım. Muhteşem bir keşif!
Bana cebinde ne olduğunu göster.
Bu ay paraya sıkışığım.
İçinde deliği olan bir cep asla dolu olmayacaktır.
Dün malı görmeden satın aldım.
Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,
nefes verme sırasında büzülen;
Hangi çanta sizinki?
Tom kahverengi kağıt bir çantada Mary'ye 1000 dolar verdi.
Tom anahtarlarını aldı ve onları cebine koydu.
Bir çanta satın aldım.
Evlat, birazcık da olsa adam gibi konuşmaya başlıyor gibiyim.
- Bir kağıt torba alabilir miyim?
- Kağıt bir torba alabilir miyim?
Bazen bir adamım, bu konuda bir şey yapamam.
Şaşırmış bir şekilde "Nasıl olur da cebinin içine çantayı sığdırdın?!" diye sordu kadın.
O kovulacak.
Bacağınızı her çekişinizde, daha da derine doğru emiyor.
Bir araba, diyorsun! Onun parası bir torba soğan satın almaya bile yetmez.
John'un beş elması var. Birini Mary'ye verir. Çantada kaç tane elma kalır?