Translation of " ثم" in Turkish

0.094 sec.

Examples of using " ثم" in a sentence and their turkish translations:

ثم!

derken!

ثم يتبدد

sonra hızla geçer gider.

ثم فعلتها.

Böylece başvurdum.

‫ثم تحزمهما.‬

iyice geriyorsunuz.

ثم رأيتك.

sonra seni gördüm.

ثم تعيدها.

ve sonra geri veriyorsunuz.

‫ثم فجأةً...‬

Ve sonra aniden…

‫ثم تتحوّل‬

Sonra yine değişiyor

‫ثم فجأةً!‬

Ve sonra, güm!

ثم، تصبح مؤلمة.

Sonra acı veriyor.

ثم أتى المفوض،

Sonra komiser geldi,

ثم سأعطيها لك."

koltuğunuzu bulduğunuzda veririm" dedim.

ثم يطفئه ويشربه.

ardından bardağını söndürüp içiyor.

ثم 1000 آخرين".

Sonra 1000 kişi daha.”

ثم شمال امريكا

ardından da Kuzey Amerika.

ثم سفينة أخرى

Ardından bir tane daha.

ثم في "بوليفيا".

Sonra Bolivya'da.

ثم أُسرت مجدّداً،

Sonra 1972'deki bir çatışmanın ardından

ثم تعلّمنا خدعة

Çareyi bulduk.

ثم لدينا الناقل،

Bir tane de taşıyıcımız var,

ثم ستكسر لسانك

daha sonra ise dilini bozacaksın

ثم حزب سياسي

daha sonrasında ise bir siyasi partinin

ثم هذه المذنبات

o zaman bu kuyruklu yıldızlar

ثم عذابتك بالفعل

e o zaman çoktan kıyametin

ثم انتقل جنوبا.

Sonra güneye taşındı.

‫ثم تنتظر وتختبئ.‬

O da bekledi ve saklandı.

‫ثم أصبحت أراها،‬

Sonra bir baktım ki

ثم مخدرات الشارع ؛ الهروين.

ve ayrıca da sokaktaki eroinden kaynaklanıyor.

ومن ثم أتت المخدرات.

Sonra uyuşturucu ortaya çıktı.

ثم نضعها في اللُغز.

ve ardından yapbozun içine yerleştiririz.

ثم لا أستطيع الطيران،

Sonra uçamadığım için,

ثم جاء منتجنا المحبوب،

Sonra sevgili yapımcımız geldi,

ثم حاولت مرة أخرى.

Ardından tekrar denedim.

ثم بدأت تحدثني بالفرنسية،

Benimle Fransızca konuşmaya başladığında

ثم يكتب المحامي الإجابات.

bir adalet sistemimiz yok.

ثم طرحت السؤال المخادع:

Sonra tuzak soruyu sordu:

ثم حدث أمر رائع.

Sonra inanılmaz bir şey oldu.

‫ومن ثم نأكل الليلة.‬

Akşam da yemek yiyelim.

‫ثم توضع هذه بداخله.‬

Sonra da içeri sokalım.

ثم بصوت العار يوبخني:

utancın sesi beni azarladı,

ثم فكرت في ذلك،

Bunun hakkında düşündüm.

ثم نفكر: "آه، الموز".

Sonra da düşünüyoruz, "Hım, muzlar."

ثم التلاشى في الخلفية.

arka plana geçmek olacak.

ج غ: ثم هناك-

GG: Tam orada -

ومن ثم تغيرت القصة

Sonra hikâye farklı bir yol aldı

ثم، جلس تشاس بجانبي.

Sonra Chaz yanıma oturdu.

ثم استقر وانتظر التعزيزات

Ve, burada konuşlanıp gelecek destek için bekliyor.

ثم نفقز إلى الحل

çözüme atlıyoruz

‫ثم...‬ ‫العودة لأخذ المزيد.‬

Sonra göreve devam.

ثم، الانقلاب عام 1976.

Sonra 1976'da darbe.

ثم يظهر واحد آخر

sonra bir tane ve bir tane daha.

ثم تختفي المدينة تقريبا

devamında bir şehir neredeyse yok oluyor

ثم أقراص الهواتف المحمولة

ardından cep telefonları tabletler

ثم أصبح الأتراك برابرة

sonra Türkler barbar olur

ثم يصبح الأتراك خونة

sonra Türkler hain olur

ثم قاموا بتغطيتها بعناية

daha sonrasında ise üzerini özenle kapattılar

ثم دعنا نشرح هكذا

o zaman şöyle açıklayalım

ثم احرق تلك الآلة

Sonrasında yak o makineyi gitsin

ثم انتهى عصر الفايكنج.

Viking dönemi sona ermişti.

‫ثم بدأت...‬ ‫أحرز تقدّمًا.‬

İşte o noktada başarılı olmaya başladım.

‫ثم غطت يدي كلها.‬

Ve bütün elimi kapladı.

ارتدت معطفها ثم خرجت.

O, ceketini giydi ve dışarı çıktı.

ثم، انظروا ماذا حدث.

Ve işte bakın ne oldu.

تشاجرت معه ثم ضربته.

O, onunla tartıştı ve sona ona vurdu.

ومن ثم فإنها تتلاشى دوماً

ve sonra da hep sönüp giderler.

ثم، حصلت على وجه مبتسم.

Bir de, bir gülen yüzüm var.

ثم يمكننا القول بأننا نتأمل،

ve meditasyon yapıyoruz diyebiliriz.

ثم اسحبوها إلى الخلف جيداً،

ve iyice gergin bir şekilde kendinize çekin.

اسحبوا أيديكم للداخل ثم للأسفل.

Geri çekin ve yere dokunun.

ثم نبدأ باتخاذ إجراءات حقيقية.

Sonra harekete geçmeye başlarız.

أَطْرَقَ رودي طويلاً، ثم قال:

Rudy uzun bir süre sustu ve o hastalığın 15 yıl önce

ثم قال لي صديق طفولتي،

Sonra benim çocukluk arkadaşım bana dedi ki;

ثم أخذوها إلى السيد سيفي.

Sonra bunu Seyfi Bey'e götürdüler.

ثم ذهبوا إلى نجف أوغورلو.

Sonra Necef Uğurlu'ya gittiler.

قرأها السيد سيفي ثم قال:

Seyfi Bey şöyle yapmış okuduktan sonra;

ثم قمنا برحلة إلى فرنسا،

ardından Fransa'ya seyahat ettik,

‫ثم أغلقت المداخل‬ ‫قليلاً بالجليد.‬

Girişi de biraz  karla kapattım.

‫ثم سنفعل هذا.‬ ‫حسناً، مستعد.‬

Daha sonra bunu yapacağız. Pekâlâ, hazırız.

ثم فجأة صار لدينا [زاك].

Sonra birdenbire bir Zach'imiz oldu.

ثم تطلق جزئيًا في الجو.

ve sonra kısmen atmosfere bırakılır.

ثم طار بعيدًا بسرعة كبيرة.

sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.

متناولةً إياه بشراهة ثم أستفرغه،

Aşırı yemek yiyordum.

ثم نوفق بين الكنيسة والفقراء.

Sonra kiliseyi yoksullarla buluşturuyoruz.

ثم مررنا بمرحلة انتظار طويلة.

Sonra uzun bir bekleyiş dönemi geldi.

‫ثم أحاول الوصول لطريقة لدخوله.‬

aşağı ulaşmanın yolunu arayacağım.

ثم بدأت أشياء رائعة تحدث،

Sonra tüm bu harika şeyler olmaya

لكن الناس تتعود الأمر ثم --

fakat insanlar buna alışıyor ve sonra

ثم لماذا بني المسجد الآن؟

daha sonra da neden şimdi cami yapıldı ona bir bakalım

ثم استخدم المصريون القدماء الكهرباء

o zaman eski mısırlılar elektrik mi kullanıyorlardı

ثم ترى العنوان في الصحف

sonra gazetelerde şu manşeti görüyorsunuz

ثم ماذا حدث في تونغوسكا؟

o zaman Tunguska'da ne oldu?

ثم يتبادر إلى ذهني سؤال

o zaman benim aklıma şöyle bir soru geliyor

ثم القطب الجغرافي والقطب المغناطيسي

o zaman coğrafi kutup ile manyetik kutup

ثم لدي أخبار سيئة لك

o zaman size kötü bir haberim var

ثم كتب إلى زوجة لانز:

Sonra Lannes'ın karısına şunları yazdı:

ثم أعلن هيمنة كل اليونان

Sonra tüm Yunanistan'ın hegemonu ilan edildi

ثم... جاءت أخبار من أوروبا...

Sonra Avrupa`dan haber geldi.

ثم أسس بنك Google الافتراضي.

Arkasından Google sanal bankasını kurdu.

‫ثم تسقط السم بها كالأفعى، ‬

Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor