Translation of "Kayak" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Kayak" in a sentence and their spanish translations:

- Ben kayak yapabilirim.
- Kayak yapabilirim.

Sé esquiar.

- Tom kayak sever.
- Tom kayak yapmayı sever.

Tom ama esquiar.

Kayak yapmayı severim.

Me gusta esquiar.

Kayak yaparken yaralandım.

Me lesioné mientras esquiaba.

Tom kayak kayamaz.

Tom no sabe esquiar.

Ben kayak yapabilirim.

Sé esquiar.

Kayak yapmayı seviyorum.

Me encanta esquiar.

- Bunlar Tom'un kayak botlarıdır.
- Bunlar Tom'un kayak ayakkabılarıdır.

Estas son las botas de esquí de Tom.

- Ben sık sık kayak yaparım.
- Sık sık kayak yaparım.

Voy a esquiar con frecuencia.

Kayak yaparken bacağını kırdı.

Él se rompió la pierna esquiando.

Kayak yaparken bacağımı kırdım.

Me rompí la pierna esquiando.

"Kayak" palindromun bir örneğidir.

"Kayak" es un ejemplo de palíndromo.

Tom da kayak sever.

A Tom también le gusta esquiar.

Kayak yapmak benim tutkumdur.

Esquiar es mi pasión.

Bugün kayak yapmaya gitmedim.

No iré a patinar hoy.

Tom kayak yarışında yarışıyor.

Tom compite en carreras de esquí.

Keşke kayak yapmaya gidebilsem.

- Siquiera yo pudiera ir a esquiar.
- Si solo pudiera ir a esquiar.
- Ay si pudiera ir a esquiar.

Kış boyunca kayak yapmaya gitti.

Fue a esquiar durante el invierno.

Burada herkes kayak yapmaya gider.

Aquí todo el mundo está apuntado a esquiar.

Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.

Fuimos a esquiar a Canadá.

Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

Prefiero nadar a esquiar.

- Kayak yapabilir misin?
- Kayabilir misin?

¿Puedes esquiar?

Ben kayak yapmaktan zevk almıyorum.

No me divierte esquiar.

Hokkaido'ya kayak yapmaya gitmeyi düşünüyorum.

Tengo pensado ir a esquiar a Hokkaido.

Yakında iyi şekilde kayak yapabileceksin.

Pronto serás capaz de esquiar bien.

Kayak benim en sevdiğim spor.

El esquí es mi deporte favorito.

Ben sık sık kayak yaparım.

Voy a esquiar con frecuencia.

Tom nasıl kayak yapacağını bilmiyor.

Tom no sabe esquiar.

Kayak takımlarını arabanın tavanına koydu.

Puso los esquís sobre el techo del coche.

Sonra üçüncü şey - bam! - Kayak. Ne?

Y luego lo tercero - ¡bam!, Kayak. ¿Qué?

Taze karda kayak yapmak çok eğlenceli.

Esquiar sobre nieve fresca es algo muy divertido.

Tom kardeşi kadar iyi kayak yapabilir.

Tom esquía tan bien como su hermano.

Kız arkadaşımla kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

Tengo planeado esquiar con mi novia.

Her Kış Nozawa'ya kayak yapmaya giderler.

Van a esquiar a Nozawa todos los inviernos.

Tom bir kayak kazasında boynunu kırdı.

- A Tom se le rompió el cuello en un accidente de esquí.
- Tom se rompió el cuello en un accidente de esquí.

Kayaklar ve kayak botları kiralamak istiyorum.

Me gustaría arrendar esquíes y botas.

Ben çok sık kayak yapmaya giderim.

Voy muy a menudo a esquiar.

Sam, ocak ayında kayak yapmaya gitti.

Sam se fue a esquiar en enero.

Geçen kış Zao'ya kayak yapmaya gittim.

Fui a Zao a esquiar el invierno pasado.

Ailem her kış kayak yapmaya gider.

Mi familia va a esquiar cada invierno.

Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.

A menudo iba a esquiar en el invierno.

Bir çift yeni kayak almak zorundayım.

Tengo que comprar un nuevo par de esquís.

Ben kayak botları satın almak istiyorum.

- Quiero comprar unas botas de esquí.
- Quiero comprar botas de esquí.

- Bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- Bir çift kayak ayakkabısı satın almak istiyorum.

Yo quiero comprar un par de botas de esquiar.

Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.

Ellos siempre van a esquiar durante el invierno.

Bu kış ilk defa kayak yapmaya gittim.

Este invierno fui a esquiar por vez primera.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

El invierno pasado fui a esquiar a Canadá.

Tom kayak yapmada benden çok daha iyi.

Tom es mucho mejor que yo en esquí.

Eğer kayak yapmaya gitmezsen, ben de gitmem.

Si tú no vas a esquiar, yo tampoco iré.

Üşütmek istemedim, bu yüzden kayak yapmaya gitmedim.

No quería coger un resfriado, así que no fui a esquiar.

O Bob'un ona kayak yapmayı öğretmesini rica etti.

Ella le pidió a Bob que la enseñase a esquiar.

Beş yaşındayken o zaten nasıl kayak kayılacağını biliyordu.

A los cinco años ya sabía esquiar.

- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

Yo prefiero la natación al esquí.

- Kaymak için dağa gittik.
- Kayak yapmak için dağa gittik.

Fuimos a la montaña a esquiar.

O hiç yüzemiyor ama kayak yapmaya gelince o en iyidir.

Él no sabe nadar en absoluto, pero esquiando es el número uno.