Translation of "Bağımsız" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Bağımsız" in a sentence and their spanish translations:

Tom bağımsız.

Tom es independiente.

Dış koşullardan bağımsız olarak

en el que podemos confiar

Böylece bağımsız olarak çalışabilirler.

que puede operar de forma independiente.

Bağımsız güreş arenasında güreşiyordum.

en el circuito de lucha independiente.

O bağımsız bir düşünür.

Es un pensador independiente.

Bu bağımsız bir makinedir.

Esta es una máquina autónoma.

Vatikan bağımsız bir ülkedir.

El Vaticano es un país independiente.

Tom bir bağımsız yazar.

Tom es escritor freelance.

O bağımsız bir düşünürdür.

Es un pensador independiente.

Tom çok bağımsız fikirli.

- Tom es de pensamiento muy independiente.
- Tom es poco influenciable.

Siyasi meseleler tamamen bağımsız olmalı.

Las cuestiones políticas deben tener total independencia.

Bunların hepsi bağımsız yaşam destekleri

Cada uno es un sistema de apoyo vital independiente,

Onlar insanların bağımsız olmalarını istemiyorlar.

No quieren que el pueblo sea independiente.

Demokrasilerde, basının bağımsız olması önemlidir.

En una democracia es importante que la prensa sea independiente.

O daha bağımsız olmak istiyor.

Él quiere ser más independiente.

Örneğin, annem bağımsız olarak yaşıyor.

... como mi mamá, que es independiente...

Demokraside, gazeteciliğin bağımsız olması önemlidir.

En una democracia, es importante que el periodismo sea independiente.

Insan ve koşullardan bağımsız hale getirmektir.

la gente y las circunstancias externas.

İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?

¿Debería Escocia ser un país independiente?

Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olmaları.

que los palestinos puedan tener su estado independiente.

Amerika İngiltere'den ne zaman bağımsız oldu?

¿Cuándo América se independizó de Inglaterra?

Belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.

de modo que se extraiga dióxido de carbono del aire.

O Napolyon büyük, bağımsız bir komuta güvenebilirdi

Sin embargo, fue uno de los pocos mariscales que Napoleón podía confiar en un comando grande e independiente

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

En ese tiempo México aún no era independiente de España.

Milliyetlerinden bağımsız olarak herkes çok hoş karşılanıyor.

Todos son muy bienvenidos, independientemente de su nacionalidad.

Gerçeğin hoş olması, işine gelmesi veya gelmemesinden bağımsız.

incluso si no es bonita o agradable.

önemli, bağımsız bir komuta. Suchet, Napolyon'un Waterloo'daki yenilgisine

para el que pocos hombres estaban mejor preparados.

2.000 tane vantuzu var ve hepsini bağımsız kullanıyor.

Tiene 2000 ventosas y las usa de forma independiente.

Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar.

Tom y Bill llegaron a la conclusión independientemente.

Zengin olmak zorunda değilsiniz, daha ziyade, bağımsız olmanız gerekmektedir.

Yo casi no salgo de casa los fines de semana.

Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.

No deberías mimarla tanto. Necesita aprender a ser independiente.

Parlak bir bağımsız kampanyada, Avusturyalıları Nice yakınlarında tuttu, sonra onları

En una brillante campaña independiente, mantuvo a los austriacos cerca de Niza, luego los persiguió

Aynı zamanda bağımsız komuta sorumluluğuyla gelişen az sayıdaki kişiden biriydi.

También fue uno de los pocos que prosperaron con la responsabilidad del mando independiente.

- Kenya 1963'te bağımsız oldu.
- Kenya 1963'te bağımsızlığını kazandı.

Kenia consiguió la independencia en 1963.

Leyla, arkasında 3 tane felaket evliliği olan bağımsız bir kadındı.

Layla era una mujer independiente con 3 desastrosos matrimonios a sus espaldas.

- O ekonomik yönden ebeveynlerinden bağımsız.
- Kendisi maddi yönden anne-babasına bağımlı değil.

Él es económicamente independiente de sus padres.