Translation of "Kolayca" in Polish

0.008 sec.

Examples of using "Kolayca" in a sentence and their polish translations:

- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.

Ona nie podda się łatwo.

Süt kolayca ekşir.

Mleko łatwo kwaśnieje.

Problemi kolayca hallettim.

Łatwo rozwiązałem ten problem.

Cam kolayca kırılır.

Szkło łatwo się tłucze.

Kağıt kolayca yakar.

Papier płonie łatwo.

O, kolayca öfkelenir.

On szybko wpada w złość.

- Amerikalılar silahlara kolayca erişebilir.
- Silahlara Amerikalılar tarafından kolayca erişilebilir.

Amerykanie mają łatwy dostęp do broni.

Ayak parmaklarıma kolayca dokunabilirim.

Mogę z łatwością dotknąć moich palców u stóp.

O, sorumu kolayca yanıtladı.

Bez trudu odpowiedział na moje pytanie.

O kolayca birden sinirlenir.

Łatwo wpadam w gniew.

Onun duyguları kolayca incinir.

Jej uczucia mogą być łatwo zranione.

Tom çok kolayca kızar.

Tom łatwo się wkurza.

O dallar kolayca kırılır.

Te gałęzie łatwo się łamią.

Çok aydınlık olursa kolayca görülürler.

Jeśli jest za jasno, łatwo je dostrzec.

Bu kayaların çoğu kolayca parçalanıyor.

Te skały są naprawdę kruche.

Kolayca anlayabileceğin kitaplar türünü oku.

Czytaj takie książki, które łatwo zrozumieć.

Ben onun ofisini kolayca buldum.

Bez trudu znalazłem jego biuro.

Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.

Drewniane budynki łatwo się zapalają.

O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.

On łatwo łapie przeziębienia.

O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.

Ona łatwo łapie przeziębienie.

Kolayca hayal kırıklığına uğrar mısın?

Czy łatwo się irytujesz?

Yeni doğan bir bebek kolayca hastalanır.

Noworodek łatwo choruje.

Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.

Łatwo zasypiam oglądając telewizję.

- Başarı kolayca gelmiyor.
- emeksiz yemek olmaz.

Sukces nie przychodzi łatwo.

Sivri uçlu zehirli dişleri deriyi kolayca deler

Ostre jak igły kły łatwo przebijają skórę,

Bu Tarzanvari hayvanların bizi kolayca öldürebilecekleri kuşkusuz.

Ten podobny do Tarzana osobnik z łatwością mógłby nas zabić.

Kız kardeşim çabuk sinirlenir. O kolayca kızar.

Moja siostra jest choleryczką. Łatwo się wścieka.

Ama bir duvar, çabucak ve kolayca inşa edilmez.

ale nie buduje się go ani łatwo, ani szybko.

- Karım soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.

Moja żona łatwo łapie przeziębienia.

- Kötü alışkanlığa bir bulaşırsan, ondan kolayca kurtulamazsın.
- Bir kere kötü bir alışkanlık sahibi olunca ondan kurtulmak kolay olmaz.
- Kötü bir alışkanlık edindin mi kolay kolay ondan kurtulamazsın.

Jak już wpadniesz w zły nawyk, trudno się go pozbyć.