Translation of "Yaşındayken" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Yaşındayken" in a sentence and their japanese translations:

15 yaşındayken

15歳の時でしたが

20 yaşındayken

私が20歳の時

10 yaşındayken

私が10歳の時

11 yaşındayken hastalandım.

それで私は11才の時 病気になりました

Ben 16 yaşındayken

私は16才の時

19 yaşındayken evlendim.

私は19の時に結婚した。

Dört yaşındayken okuyabiliyordu.

彼女は4歳の時に読むことができた。

- Beş yaşındayken bisiklete binebiliyor muydun?
- Beş yaşındayken bisiklet kullanabiliyor muydun?
- Beş yaşındayken bisiklet sürebiliyor muydun?

5歳の時に自転車に乗れてた?

On yaşındayken çöplükte oynuyordum

私は10歳のとき ゴミ集積場で遊んでいました

Yedi yaşındayken ebeveynleri boşanıyor.

7歳の時に両親が離婚しようとしていました

Üstelik sadece 3 yaşındayken.

約1年分 学習が遅れていました

O yetmiş yaşındayken öldü.

彼は70才の時に死んだ。

Neredeyse otuz yaşındayken öldü.

彼は30歳になったかならないかで死んだ。

15 yaşındayken evden kaçtı.

十五歳の時に彼は家出した。

Tom otuz yaşındayken evlendi.

トムは30歳で結婚した。

7 yaşındayken, Hindistan'dan Kanada'ya

1歳の時 家族と一緒に インドからカナダに移り

Tom 97 yaşındayken öldü.

トムさんの享年は九十七歳です。

Altı yaşındayken yüzebiliyor muydun?

- 6歳の時に泳げてた?
- 6歳の時に泳ぐことができてた?

- Ben yedi yaşındayken babam öldü.
- Babam, ben yedi yaşındayken öldü.

父は私が7歳のときに亡くなった。

12 yaşındayken okuldan eve dönerken

12歳の時 学校からの帰り道に

Ben iki yaşındayken babam öldü.

そして私が2歳の時 父は他界しました

Aslan iki yaşındayken kükremeye başladı.

レオは2歳のときに吠え始めた。

On üç yaşındayken, evden kaçtı.

13歳のときに彼女は家出した。

Altı yaşındayken piyano derslerine başladı.

彼女は六歳でピアノのけいこを始めた。

O, yirmi beş yaşındayken evlendi.

- 彼女は25歳のとき結婚した。
- 彼女は25歳で結婚した。

O yirmi yaşındayken onunla evlendi.

彼女は20歳の時に彼と結婚した。

O şiiri beş yaşındayken ezberlemişti.

彼は5歳でその詩をそらで覚えていた。

Dokuz yaşındayken Almanya'dan İngiltere'ye taşındım.

9歳の頃、ドイツからイギリスに引っ越しました。

Ben üç yaşındayken Tom öldü.

俺が三歳の時にトムは死んだんだ。

O 20 yaşındayken onunla evlendi.

彼女は20歳の時に彼と結婚した。

O, 18 yaşındayken Tokyo'ya geldi.

- 彼女は18歳のときに上京した。
- 彼女は18歳の時に東京に来ました。

O, on yaşındayken Japonya'ya geldi.

彼は10才のときに日本へ来た。

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

私は10才の時、ギターを覚えました。

On beş yaşındayken anne oldu.

彼女は15歳のとき母になった。

Çocuklar altı yaşındayken okula başlarlar.

子供たちは6歳で学校に行き始める。

O yirmi iki yaşındayken evlendi.

彼は二十二歳で結婚した。

Yirmi yaşındayken bir öğretmen oldu.

彼女は20歳のときに先生になりました。

On beş yaşındayken nasıl biriydin?

15のとき、君はどんな子だった?

İki yaşındayken ona kadar sayabiliyordun.

君は二歳の時に十まで数えることができた。

O üç yaşındayken babası öldü

彼女は三歳のときに父親を亡くした。

Oğlum iki yaşındayken konuşmaya başladı.

- 俺の息子が話し始めたのは2歳の時だった。
- 息子は、2歳の時におしゃべりができるようになりました。
- 私の息子は、ふたつの時にしゃべり始めました。

Sen iki yaşındayken ona kadar sayamazdın.

- 君は二歳の時に十まで数えることができた。
- 君は2才の時に10まで数える事ができた。

Sen iki yaşındayken ona kadar sayabiliyordun.

- 君は二歳のときに10まで数えることができた。
- お前はな、2歳の時には10まで数えることができたんだぞ。

Kaptan on dokuz yaşındayken denize gitti.

その船長は19歳のとき船乗りになった。

On iki yaşındayken nehri yüzerek geçebiliyordum.

12歳のとき私はその川を泳いで渡ることができた。

O, on iki yaşındayken sesi kırıldı.

12才の時彼は声変わりした。

O on sekiz yaşındayken Tokyo'ya geldi.

- 彼女は18歳のときに上京した。
- 彼女は18歳の時に東京に来ました。

Babam on beş yaşındayken denizci oldu.

父は15歳で船乗りになった。

Sam on sekiz yaşındayken orduya katıldı.

サムは18才で入隊した。

On üç yaşındayken hiç Fransızca konuşamıyordum.

自分が13歳の時なんて、フランス語は全然話せなかったよ。

Tom'un ebeveynleri o üç yaşındayken öldü.

トムのご両親は、トムが3歳の時に亡くなったんです。

Burgundy'li soylu bir ailede doğdu . 15 yaşındayken,

ブルゴーニュ出身の高貴な家族に生まれました 。

Beş yaşındayken bir otobüs sürücüsü olmak istiyordum.

5歳の時は、バスの運転手になりたかった。

İlk kez on altı yaşındayken tenis oynadım.

16歳の時、初めてテニスをした。

Babam elli yaşındayken nihayet araba sürmeyi öğrendi.

- 父は五十歳のときやっと車の運転ができるようになった。
- 父は50歳の時やっと車の運転ができるようになった。

O, kırk yaşındayken enerjisini kaybetmiş olduğunu söyledi.

彼は40歳で元気を失ってしまったと語った。

Onun on dokuz yaşındayken şampiyon olması şaşırtıcı.

彼が19歳で優勝したのは目覚しい。

Osamu Dazai otuz dokuz yaşındayken kendini öldürdü.

太宰治は39歳の時に自殺した。

O beş yaşındayken o şiiri ezbere öğrendi.

彼は5歳でその詩をそらで覚えていた。

Ben altı yaşındayken bisikletin nasıl sürüleceğini öğrendim..

私は16の時、バイクの乗り方を習いました。

Frederic Chopin ilk bestesini yedi yaşındayken yazdı.

フレデリック・ショパンは7歳で最初の作品を書いた。

"üç yaşındayken babam Meksika'ya sınır dışı edildiği için

「私がどれだけお父さんに会いたいか 先生に知っておいてほしい

On beş yaşındayken kendime ait bir odam vardı.

15歳の時、私は自分の部屋を持った。

O, on altı yaşındayken kitabı bir kez okudu.

彼女は16の時に、その本を1度読んだ。

Ben ilk bilgisayar oyunumu on iki yaşındayken programladım.

12歳のとき初めてゲームをプログラミングした。

Ben yirmi yaşındayken babam felç geçirerek hastaneye kaldırıldı.

私が20歳になったばかりの頃、父が脳梗塞で入院しました。

- O, 54 yaşında öldü.
- O, 54 yaşındayken öldü.

- 54歳で死んだ。
- 彼女は54歳で死んだ。

2006'da, ben sekiz yaşındayken kız kardeşim Emma doğdu.

2006年 私が8歳の時に 妹のエマが生まれました

Annem bana bu oyuncağı ben sekiz yaşındayken satın aldı.

8歳の時母さんがこのおもちゃを買ってくれた。

O on altı yaşındayken bir trafik kazasıyla karşılaştığını söyledi.

彼女は16歳の時に交通事故にあった、といった。

On sekiz yaşındayken araba kullanmayı öğrendim ve ehliyet aldım.

18歳のとき、自動車の運転を習って、免許を取りました。

On sekiz yaşındayken Tokyo'ya geldiğimden beri on yıl geçti.

私が18才の時に上京してから10年が過ぎた。

Yetim, iki kız kardeşiyle beş yaşındayken bir araya geldi.

孤児が5歳の時彼は2人の姉にであった。

Tom yaklaşık on iki yaşındayken kar kayağı ile ilgileniyordu.

- トムは、12歳頃にスノーボードに興味を持つようになった。
- トムは、12ぐらいの時にスノボに関心を持つようになった。

O beş yıl önce Tokyo'ya geldi, yani o on iki yaşındayken.

彼は5年前、すなわち、12歳の時に東京へ来た。

Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.

兄が民謡に興味を抱き始めたのは十二歳ごろだった。

- Tom, 65 yaşındayken emekli oldu.
- Tom 65'inde emekli oldu.
- Tom 65 yaşında emekli oldu.

トムは65歳で退職した。

Blues şarkıcısı ve gitarist Robert Johnson 27 yaşındayken ölmeseydi, 8 Mayıs 2011'de yüz yaşında olacaktı.

ブルース歌手のロバート・ジョンソンは、もし27歳で死去していなければ、2011年5月8日で100歳になっていたはずだった。