Translation of "Topu" in German

0.006 sec.

Examples of using "Topu" in a sentence and their german translations:

- O, topu yakaladı.
- Topu yakaladı.

Er fing den Ball.

Topu yakala.

- Fang den Ball.
- Fangen Sie den Ball.
- Fangt den Ball.

Topu at.

Wirf den Ball.

Topu at!

Wirf den Ball!

- Topu bana at.
- Gönder topu bana.

Schmeiß mir den Ball her!

- O, topu attı.
- O, topu fırlattı.

Er warf den Ball.

Lütfen topu at.

Bitte wirf den Ball.

O, topu aldı.

- Er bekam den Ball.
- Er holte den Ball.

Bana topu ver.

- Gib mir den Ball!
- Geben Sie mir den Ball!
- Gebt mir den Ball!

Topu duvara fırlattı.

Er warf den Ball gegen die Wand.

Tom topu attı.

Tom warf den Ball.

Köpek topu kemirdi.

Der Hund kaute auf dem Ball herum.

Topu Tom'a at.

- Wirf Tom den Ball zu!
- Wirf den Ball zu Tom!

Topu Tom'a fırlat.

- Wirf Tom den Ball zu!
- Wirf den Ball zu Tom!

Köpek topu kovaladı.

Der Hund rannte hinter dem Ball her.

Tom topu yakaladı.

Tom fing den Ball.

Topu ona at.

Wirf ihr den Ball zu!

O, topu yakaladı.

Sie fing den Ball.

Mary Topu yakaladı.

Maria fing den Ball.

Köpek topu getirdi.

Der Hund fing den Ball.

Topu kaleye attı.

Er kickte den Ball ins Tor.

Tom topu tekmeledi.

- Tom trat gegen den Ball.
- Tom trat den Ball.

Topu Tom'a fırlattım.

Ich warf Tom den Ball zu.

Ateş topu gibi fırlıyor,

die wie Feuerbälle hervortreten,

Topu bana geri at.

Wirf mir den Ball zurück!

Çocuğun topu dereye düştü.

Der Ball des Kindes fiel in das Flüsschen.

Tom topu kaleye tekmeledi.

Tom kickte den Ball ins Tor.

Tom topu Mary'ye attı.

- Tom warf Maria den Ball zu.
- Tom warf den Ball zu Maria.

Lütfen Topu bana at.

Wirf den Ball bitte zu mir!

Kayıp topu parkta buldum.

Ich habe den verlorenen Ball im Park gefunden.

Topu bir elle yakaladım.

Ich fing den Ball mit einer Hand.

Topu duvara doğru çekti.

Er warf den Ball gegen die Wand.

Tom Mary'ye topu attı.

Tom warf Maria den Ball zu.

Bana golf topu çarptı.

Ich wurde von einem Golfball getroffen.

Topu her iki elinle tut.

Halt den Ball mit beiden Händen fest.

Tom'a bir golf topu çarptı

Tom wurde von einem Golfball getroffen.

Tom, Mary'nin elinden topu tokatladı.

Tom schlug Maria den Ball aus der Hand.

Tom topu Mary'ye pas attı.

Tom warf Maria den Ball zu.

Tom'un bana attığı topu yakalayamadım.

Ich konnte den Ball nicht fangen, den Tom mir zuwarf.

Köpek sıçradı ve topu yakaladı.

Der Hund sprang hoch und fing den Ball.

Tom topu tek elle yakalayamadı.

Tom war nicht in der Lage, den Ball mit einer Hand zu fangen.

Bana o demir topu ver.

- Gib mir die Eisenkugel dort!
- Geben Sie mir die Eisenkugel dort!
- Gib mir die Boule-Kugel!

Birkaç tenis topu satın aldık.

Wir haben ein paar Tennisbälle gekauft.

Tom topu nasıl süreceğini bilmiyor.

Tom weiß noch nicht einmal, wie man einen Ball dribbelt.

Tom topu sol eliyle yakaladı.

Tom fing den Ball mit seiner Linken.

Beyzbolda, atıcı topu atan oyuncudur.

Beim Baseball ist der Pitcher der Spieler, der den Ball wirft.

Sol eli ile topu yakaladı.

Er fing den Ball mit seiner linken Hand.

Tom tek elle topu yakaladı.

Tom fing den Ball mit einer Hand.

Bir beyzbol topu pencereden uçarak geldi.

Ein Baseball kam durch das Fenster geflogen.

Tom Mary'den topu ona atmasını istedi.

Tom bat Maria, ihm den Ball zuzuwerfen.

Mary'nin ofisinde bir yoga topu var.

Maria hat in ihrem Büro einen Yogaball.

Tom her iki eliyle topu yakaladı.

Tom fing den Ball mit beiden Händen.

Mark topu istediğinden daha yükseğe fırlattı.

Markku warf den Ball höher, als er wollte.

Tom topu sağ eli ile yakaladı.

Tom fing den Ball mit seiner rechten Hand.

O benden topu geri fırlatmamı rica etti.

Er bat mich, den Ball zurück zu werfen.

Bir deniz aslanı burnunda bir topu dengeleyebilir.

Dieser Seelöwe kann auf der Nase einen Ball balancieren.

Tom topu bana attı ama onu yakalayamadım.

Tom warf mir den Ball zu, aber ich konnte ihn nicht fangen.

O futbol topu gerçek deriden imal edilmiştir.

Dieser Fußball ist aus echtem Leder.

Hatırlar mısınız yakar topu? Mahallede yakar top oynardık

Erinnerst du dich an den Feuerball? Wir haben Völkerball in der Nachbarschaft benutzt

Doğum günü için Tom'a bir futbol topu aldım.

Ich habe Tom zum Geburtstag einen Fußball geschenkt.

Tom ve Mary bir topu ileri geri attılar.

- Tom und Maria warfen sich abwechselnd einen Ball zu.
- Tom und Maria warfen einen Ball hin und her.

Göz açıp kapayıncaya kadar, tenis topu büyüklüğünde meyveli börek kaybolmuştu.

Im Nu war der tennisballgroße Knödel verschwunden.