Translation of "Zili" in English

0.006 sec.

Examples of using "Zili" in a sentence and their english translations:

Zili duydum.

I heard the bell.

Zili çaldım.

I rang the bell.

Zili çal.

Ring the bell.

Zili çaldın mı?

Did you ring the bell?

Tom zili duydu.

Tom heard the buzzer.

Tom zili çaldı.

Tom rang the bell.

Kapı zili çalıyor.

The doorbell is ringing.

Kim zili çaldı?

Who rang the bell?

Öğretmen zili çaldı.

Master rang the bell.

Zili duymadın mı?

Didn't you hear the bell?

Zili duydun mu?

Did you hear the bell?

Zili çalmalı mıyız?

Should we ring the bell?

Yanni zili çaldı.

Yanni rang the bell.

Yanni zili çalıyor.

Yanni is ringing the bell.

Tom zili çalıyor.

Tom is ringing the bell.

Zili iki kez çalın.

Press the bell twice.

Zili çaldım ve bekledim.

I rang the bell and waited.

Tom zili tekrar çaldı.

Tom rang the bell again.

Zili altı kez çaldım.

I rang the bell six times.

Kapı zili çaldığında neredeydin?

Where were you when the doorbell rang?

Tom'un kapı zili çaldı.

Tom's doorbell rang.

Zili birkaç kez çaldım.

I rang the bell several times.

Kapı zili çaldığında ayrılmak üzereydim.

I was about to leave when the doorbell rang.

- Kapı çaldı.
- Kapı zili çaldı.

- The door bell has rung.
- The doorbell rang.

Acil bir durumda zili çal.

Ring the bell in an emergency.

Yemek sırasında kapı zili çaldı.

The doorbell rang during the meal.

Zili çalan kişi sen miydin?

Were you the one who rung the bell?

Kapı zili çaldığında Tom uyuyordu.

Tom was sleeping when the doorbell rang.

Beni istediğiniz zaman zili çalın.

Ring the bell when you want me.

Kapıyı aç. Onlar zili çalıyorlar.

Open the door. They are ringing the bell.

Az önce kapı zili çaldı.

The doorbell just rang.

Tom zili çalmak istediğini söyledi.

- Tom said that he wanted to ring the bell.
- Tom said he wanted to ring the bell.

Tom kapıya geldi ve zili çaldı.

Tom arrived at the gate and rang the bell.

- Zile bastım zaten.
- Zili zaten çaldım.

I've rung the bell already.

Tom kapıya doğru yürüdü ve zili çaldı.

Tom walked up to the door and rang the bell.

On dakika kadar sonra çay zili çaldı.

About ten minutes later, the bell rang for tea.

- Kapıyı kim çalıyor?
- Kapıda zili kim çalıyor?

Who's ringing at the door?

- Yangın durumunda, çanı çal.
- Yangın durumunda, zili çal.

In case of fire, ring the bell.

Kapı zili çaldığında Tom bir banyo yapmak üzereydi.

Tom was about to take a bath when the doorbell rang.

Kapı zili çaldığında bodrumdaydım, bu yüzden onu duymadım.

I was in the basement when the doorbell rang, so I didn't hear it.