Translation of "Gerginlik" in English

0.012 sec.

Examples of using "Gerginlik" in a sentence and their english translations:

Havadaki gerginlik hissediliyordu.

You could feel the tension in the air.

Kardeşler arasında çok gerginlik var.

There's a lot of tension among the siblings.

Bu odada çok gerginlik var.

There's a lot of tension in this room.

- Ege'de yeni bir gerginlik sürecine girilecek.
- Ege Denizi'nde yeni bir gerginlik sürecine girilecek.
- Adalar Denizi'nde yeni bir gerginlik sürecine girilecek.

In the Aegean, there will be another round of tension.

İkimiz arasında büyüyen bir gerginlik hissettim.

I felt the tension grow between us.

Cezayir ve Fas arasında gerginlik artıyor.

Tension is running high between Algeria and Morocco.

Tom ve Mary arasında çok gerginlik vardı.

There was a lot of tension between Tom and Mary.

Sami ve Leyla arasındaki gerginlik yatışmaya başlıyor.

Tensions are starting to simmer between Sami and Layla.

Tom, John ve Mary arasında bir gerginlik hissetti.

Tom sensed a tension between John and Mary.

- Tom olay çıkardı.
- Tom gerginlik yarattı.
- Tom taşkınlık yaptı.

Tom made a scene.

Sami ve Leyla'nın ilişki sorunları ofiste bir miktar gerginlik yaratmaya başladı.

Sami and Layla's relationship problems started to create some tension at the office.

Tom, Mary'nin ilk sevişme öncesi gerginlik ve triplerini aşarken epey zorlandı.

Tom had a hard time overcoming Mary's last minute resistance.

Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.

Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.