Translation of "Düşünmüyor" in English

0.124 sec.

Examples of using "Düşünmüyor" in a sentence and their english translations:

Öyle düşünmüyor.

She doesn't think so.

Kazanabileceğini düşünmüyor.

He doesn't think he can win.

Kim öyle düşünmüyor?

Who doesn't think so?

Öyle düşünmüyor musun?

Don't you think so?

Tom sağlıklı düşünmüyor.

Tom isn't thinking straight.

O düzgün düşünmüyor.

She's not thinking straight.

Bildiğimi düşünmüyor musun?

Don't you think I know?

Tom öyle düşünmüyor.

Tom doesn't think so.

Tom kazanabileceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think he'll be able to win.

Tom kazanacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think you'll win.

Tom kazanabileceğimizi düşünmüyor.

Tom doesn't think we can win.

Tom kazanacağımızı düşünmüyor.

Tom doesn't think we'll win.

Tom kazanacağımı düşünmüyor.

Tom doesn't think I'll win.

Tom ağlayacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think he'll cry.

- Bunu halledebileceğini düşünmüyor musun?
- Onunla başa çıkabileceğini düşünmüyor musun?

Don't you think you can handle that?

Hiç kimse öyle düşünmüyor.

No one thinks so.

Kimse ülkem hakkında düşünmüyor.

Nobody thinks about my country.

Yeterince yaptığını düşünmüyor musun?

Don't you think that you've done enough?

Beklememiz gerektiğini düşünmüyor musun?

Don't you think we ought to wait?

Haklı olduğumu düşünmüyor musun?

Don't you think I'm right?

Kendim halledebileceğimi düşünmüyor musun?

Don't you think I can handle myself?

İnsanların çoğu öyle düşünmüyor.

Most people don't think so.

Çekici olduğumu düşünmüyor musun?

Don't you think I'm attractive?

Şanslı olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think you're lucky?

Bazı insanlar öyle düşünmüyor.

Some people don't think so.

Onu bildiğimi düşünmüyor musun?

Don't you think I know that?

Gına geldiğini düşünmüyor musun?

Don't you think you've had enough?

Öyle düşünmüyor musun, Tom?

Don't you think so, Tom?

Tom diğerleri hakkında düşünmüyor.

Tom doesn't think about others.

Tom yarın gelebileceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think he'll be able come tomorrow.

Tom Mary'nin geleceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think that Mary will come.

Tom yaptığıyla ilgilendiğimi düşünmüyor.

Tom doesn't think I'm interested in what he does.

Tom seninle karşılaştığını düşünmüyor.

Tom doesn't think he's ever met you.

Tom kesinlikle böyle düşünmüyor.

Tom certainly doesn't think so.

Tom onun hakkında düşünmüyor.

Tom isn't thinking about that.

Tom'a benzediğimi düşünmüyor musun?

Don't you think I look like Tom?

Bunu yapabileceğimi düşünmüyor musun?

- Don't you think I could've done that?
- Don't you think I could have done that?

Onu yapabileceğini düşünmüyor musun?

Don't you think you could do that?

Bunu yapabileceğini düşünmüyor musun?

- Don't you think you can do that?
- Don't you think you can do it?

Yeniden evleneceğini düşünmüyor musun?

Don't you think you'll get married again?

Fotojenik olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think you're photogenic?

Bunu düzeltebileceğini düşünmüyor musun?

Don't you think you can fix this?

Onu düzeltebileceğini düşünmüyor musun?

- Don't you think you can fix that?
- Don't you think you can fix it?

Normal olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think you're normal?

Mütevazı olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think you're modest?

Olgun olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think you're mature?

Hatalı olduğumuzu düşünmüyor musun?

Don't you think we were wrong?

Akıllı olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think you're smart?

Obez olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think you're obese?

Bunu yapabileceğimizi düşünmüyor musun?

- Don't you think we can do it?
- Don't you think that we can do it?

Tom'un bekleyeceğini düşünmüyor musun?

Don't you think Tom would wait?

Bizim kazanacağımızı düşünmüyor musun?

Don't you think we'll win?

Tom bunu yapabileceğimizi düşünmüyor.

- Tom doesn't think we're going to be able to do that.
- Tom doesn't think we'll be able to do that.

Tom bunu yapacağını düşünmüyor.

- Tom doesn't think you're going to do that.
- Tom doesn't think you'll do that.
- Tom doesn't think you'd do that.
- Tom doesn't think he'll do that.
- Tom doesn't think he'll ever do that.

Tom bunu yapabileceğini düşünmüyor.

- Tom doesn't think you can do that.
- Tom doesn't think he can do that.

Tom bunu yapabileceğimi düşünmüyor.

- Tom doesn't think I could do that.
- Tom doesn't think I can do that.

Tom bunu yapacağımızı düşünmüyor.

Tom doesn't think we'll do that.

Tom, Mary'nin ilgileneceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary would be interested.

Tom bunu yapacağımı düşünmüyor.

Tom doesn't think I'll do that.

Tom, Mary'nin eğlendiğini düşünmüyor.

Tom doesn't think that Mary is having fun.

Tom Mary'nin etkileneceğini düşünmüyor.

- Tom doesn't think Mary would be impressed.
- Tom doesn't think Mary will be impressed.

Tom Mary'nin ilgileneceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary will be interested.

Tom Mary'nin korkacağını düşünmüyor.

- Tom doesn't think Mary will be frightened.
- Tom doesn't think Mary will be scared.
- Tom doesn't think Mary will be afraid.

Tom Mary'nin şaşıracağını düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary will be surprised.

Tom Mary'nin utandığını düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary is embarrassed.

Tom Mary'nin sıkılacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary will be bored.

Tom, Mary'nin korktuğunu düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary is frightened.

Tom Mary'ye güvenebileceğimizi düşünmüyor.

Tom doesn't think we can trust Mary.

Tom Mary'nin üşüyeceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary will be cold.

Tom Mary'nin korktuğunu düşünmüyor.

- Tom doesn't think Mary is scared.
- Tom doesn't think Mary is afraid.

Tom senin kazanabileceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think you're able win.

Tom Mary'nin kazanacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary is going to win.

Tom Mary'nin ağlayacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary will cry.

Tom Mary'nin yüzebileceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary can swim.

Tom Mary'nin kazanabileceğini düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary can win.

Tom işi alacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think he'll get the job.

Tom bunun olacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think that'll happen.

- Tom'un da korktuğunu düşünmüyor musun?
- Tom'un da korktuğunu düşünmüyor musunuz?

Don't you think Tom is scared, too?

- Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
- Bunun komik olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think that's funny?

- Hiç kimse aptal olduğunu düşünmüyor.
- Kimse senin aptal olduğunu düşünmüyor.

No one thinks that you're stupid.

- Oraya zamanında ulaşacağımızı düşünmüyor musun?
- Oraya zamanında varacağımızı düşünmüyor musun?

Don't you think we'll get there on time?

- Siz içeri girmemiz gerektiğini düşünmüyor musunuz?
- İçeri girmemiz gerektiğini düşünmüyor musun?

Don't you think we ought to go in?

İşte Escobar benim gibi düşünmüyor

Escobar doesn't think like me

Köpeğin akıllı olduğunu düşünmüyor musun?

Don't you think the dog is smart?

Onu yapmak istediğimi düşünmüyor musun?

- Don't you think I would like to do that?
- Don't you think I'd like to do that?

Kendi annemi tanıdığımı düşünmüyor musun?

Don't you think I know my own mother?

Kendi babamı tanıdığımı düşünmüyor musun?

Don't you think I know my own father?

Kendi karımı tanıdığımı düşünmüyor musun?

Don't you think I know my own wife?

Kendi kocamı tanıdığımı düşünmüyor musun?

Don't you think I know my own husband?

Sana inanmak istediğimi düşünmüyor musun?

Don't you think I want to believe you?