Translation of "Bulaşıkları" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Bulaşıkları" in a sentence and their dutch translations:

- Bulaşıkları yıkıyorum.
- Ben bulaşıkları yıkıyorum.

- Ik doe de afwas.
- Ik doe de vaat.

Bulaşıkları yıkıyorum.

- Ik doe de afwas.
- Ik ben de afwas aan het doen.

Bulaşıkları yıka.

Doe de vaat.

Bulaşıkları masadan kaldırdı.

Ze ruimde de tafel af.

Tom bulaşıkları yıkıyor.

- Tom doet de afwas.
- Tom doet de vaat.

Bulaşıkları yıkamak zorundayım.

Ik moet de afwas doen.

O, bulaşıkları yıkıyordu.

Ze was de afwas aan het doen.

Tom bulaşıkları yıkamadı.

Tom waste de borden niet af.

Bulaşıkları zaten yıkadım.

Ik heb de afwas al gedaan.

Ben bulaşıkları yıkayacağım.

Ik doe de afwas.

Genellikle bulaşıkları yıkarım.

- Ik doe meestal de vaat.
- Gewoonlijk doe ik de afwas.

Tom'dan bulaşıkları yıkamasını iste.

Vraag Tom de borden op te ruimen.

Dan bulaşıkları bile yıkamadı.

- Dan deed niet eens de afwas.
- Zelfs de afwas deed Dan niet.

Bulaşıkları yıkama sırası Mary'de.

Het is Mary's beurt om de afwas te doen.

O, o zaman bulaşıkları yıkıyordu.

Ze was toen de afwas aan het doen.

Bir kez daha bulaşıkları yıkayacağım.

Ik zal de borden nog eens afwassen.

Her zaman bulaşıkları yıkayan benim.

Degene die altijd de afwas doet, ben ik.

Bulaşıkları yıkamak için kimin sırası?

- Wiens beurt is het om de afwas te doen?
- Wie is aan de beurt om af te wassen?

Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadım.

Na het avondeten deed ik de afwas.

Tom Mary'ye bulaşıkları yıkamasını söyledi.

- Tom zei Mary af te wassen.
- Tom zei tegen Mary dat zij moest afwassen.

Yapman gereken bütün şey bulaşıkları yıkamak.

Het enige wat je hoeft te doen is de afwas.

Tom Mary'nin bulaşıkları yıkamasına yardım etti.

Tom hielp Maria met de afwas.

Yemeği sen pişirdiğin için, bulaşıkları ben yıkayacağım.

Omdat jij hebt gekookt, zal ik de afwas doen.

Yemeği sen pişirdiğin için bulaşıkları ben yıkayacağım.

Omdat jij hebt gekookt, zal ik de afwas doen.

Tom bulaşıkları duruladı ve onları bulaşık makinesine koydu.

- Tom spoelde de borden af en zette ze in de vaatwasser.
- Tom heeft de borden afgespoeld en in de vaatwasser gezet.

- Sen bulaşıklari yıkamada bana yardım edebilir misin?
- Bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?

- Kun je me helpen met de afwas?
- Kun je me helpen de afwas te doen?