Translation of "Sorunu" in Chinese

0.018 sec.

Examples of using "Sorunu" in a sentence and their chinese translations:

Sorunu çözebildi.

他能解決這個問題。

Sorunu tartıştık.

我們討論了那個問題。

Sorunu halledebildin mi?

你能解決這個問題嗎?

Onlarla sorunu tartışalım.

让我们和他们讨论这个问题吧。

Onlar sorunu tartışıyorlar.

他們正在討論這個問題。

Onun sorunu nedir?

那有甚么不好?

Sorunu büyümeden halletmeli.

預防勝於治療。

Ben sorunu biliyorum.

我知道问题。

Kolayca sorunu çözdü.

她不費吹灰之力就把問題解決了。

Sorunu yanıtladım mı?

我回答了你的问题吗?

Sorunu çözme girişiminde bulundum.

我試圖解決這個問題。

Sonunda, o, sorunu halletti.

最後,她解決了這個問題。

Aslında bir zaman sorunu.

它本質上是一個時間的問題。

Sorunu nasıl çözeceğimi anlıyorum.

- 我明白怎么解决问题。
- 我知道怎么解决这个问题。

Sorunu nasıl çözeceğimi biliyorum.

我知道怎么解决这个问题。

Bu sorunu halletmek istiyoruz.

我们像澄清这个问题

Bu sorunu gerçekten anlamıyorum.

我真的不懂这个问题。

Bu sorunu açığa çıkaralım.

- 让我们来澄清一下这个问题。
- 把问题澄清一下。

Zor sorunu kim çözdü?

誰解決了這個難題?

Sorunu kendi başıma çözebilirim.

我可以自己解決這個問題。

Dünya nüfusu sorunu üzerinde tartıştık.

我們在世界人口問題上爭辯了一番。

Sorunu nasıl halledeceğimi bana söyle.

告訴我如何解決這個問題。

Oliver'ın bir akne sorunu var.

奥利弗有粉刺的问题。

Görüşmeler kirlilik sorunu ile ilgilenecek.

这场谈论即将对污染问题展开讨论。

Bu sorunu normal yöntemle çözemezsiniz.

这个问题不能以常规方法解决。

Tom sorunu tek başına çözebildi.

汤姆有办法自己把问题解决了。

Uzun bir süre sorunu tartıştık.

我們討論那個問題討論了很久。

Bu sorunu görüşecek durumda değilim.

我不在讨论这个问题的状态。

Bu hastaların yürüme sorunu var.

这些患者走路有困难。

Bu sorunu üçüncü bölümde ele alacağız.

- 我们在第三章讨论这个问题。
- 我们会在第三章来解决这个问题。

Bu sorunu alışıldık bir yolla çözemezsin.

這個問題不能用普通的辦法解決。

Biz sorunu tartışırken, iyi bir fikir buldum.

在我们讨论问题的过程中,我想到了一个好主意。

O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.

他绞尽脑汁想办法搞定这件事。

Biz daha önce asla bu sorunu yaşamadık.

我們從前從沒有過這個問題。

Sorunu çözmek için bir yol önerebilir misiniz?

你能提出解决问题的方法吗?

Bu sorunu aslıda düşündüğümden daha kolay buluyorum.

我发现问题比我原以为的容易。

- Bu sorunu çözebilir misin?
- Bu problemi çözebilir misin?

你能解決這個問題呢嗎?

Sonra gerekli makineyi nereden alacağımız sorunu ortaya çıktı.

于是出现了一个问题,哪里能找我们需要的机器。

Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.

我的思想里不停地翻腾着这个问题。

Onun büyük yardımı sayesinde, sorunu 30 dakikada çözdük.

多亏他的大力帮助,我们在30分钟内解决了问题。

Hükümet bu sorunu çözmek için uygulama önlemleri benimseyecektir.

政府将采取强制措施来解决这一问题。

Onun gibi bir kişinin başkan seçilme sorunu olmazdı.

像他那样的人,很容易赢总统选举。

- Jane'in başı ciddi belada.
- Jane'in ciddi bir sorunu var.

珍有很大的麻煩。

Bir sorunu çözmek için en basit yol çoğunlukla en iyi yoldur.

解决问题最简便的方法往往是最好的办法。