Translation of "Poemas" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Poemas" in a sentence and their turkish translations:

- Ella escribió muchos poemas.
- Él escribió muchos poemas.

O, birçok şiir yazdı.

Ella escribe poemas.

O şiirler yazar.

- Me gustan los poemas breves.
- Me gustan los poemas cortos.

Kısa şiirleri severim.

Pero son buenos poemas.

Ama iyi şiirler.

Ella escribió muchos poemas.

O, birçok şiir yazdı.

Los poetas escriben poemas.

Şairler şiirler yazar.

Él compone poemas bellos.

O, güzel şiirler besteler.

Me gusta escribir poemas.

Şiir yazmayı seviyorum.

Él todavía escribe poemas.

O hâlâ şiirler yazıyor.

¿Quién escribió estos poemas?

Bu şiirleri kim yazdı?

- Escribo poemas pero son muy malos.
- Escribo poemas pero muy malos.

Ben şiirler yazarım ama onlar gerçekten kötü.

El poeta escribió muchos poemas.

Şair birçok şiir yazdı.

Él escribe poemas de amor.

Aşk şiirleri yazar.

Ella ha escrito muchos poemas.

Çok sayıda şiir yazdı.

¿Qué te parecen estos poemas?

- Bu şiirler hakkında ne düşünüyorsun?
- Sence bu şiirler nasıl?

- A ella le gusta mucho escribir poemas.
- A ella le encanta escribir poemas.

O şiir yazmaya çok düşkündür.

- A ella le gusta mucho escribir poemas.
- A ella realmente le gusta escribir poemas.

Şiir yazmayı gerçekten çok seviyor.

Sus poemas son difíciles de entender.

Onun şiirlerini anlamak güçtür.

Me pidió que leyera 5 poemas.

O 5 şiir okumamı istedi.

Escribo poemas en mi tiempo libre.

Boş zamanımda şiir yazarım.

Intentó cortejarla con poemas de amor.

O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.

A Ann le gusta escribir poemas.

Ann, şiir yazmayı sever.

- Los alumnos aprendieron muchos poemas de memoria.
- Los estudiantes se han aprendido muchos poemas de memoria.

Öğrenciler birçok şiiri ezberledi.

Deberías estar leyendo los poemas de Shakespeare.

Şekspirin sonelerini okuyor olmalısın.

Yoko tradujo algunos poemas del japonés al inglés.

Yoko bazı şiirleri Japoncadan İngilizceye çevirdi.

Su hija es capaz de recitar muchos poemas.

Onun kızı birçok şiiri ezbere okuyabilir.

Él ha estado escribiendo poemas desde la mañana.

O, bu sabahtan beri şiirler yazıyor.

Pero, ¿se pueden atribuir realmente estos poemas a Harald Hardrada?

Ama bu şiirler gerçekten Harald Hardrada'ya atfedilebilir mi?

¿Has leído alguna vez alguno de los poemas de Tennyson?

Sen hiç Tennyson'un şiirlerini okudun mu?

Su hija es capaz de recitar un montón de poemas.

Onun kızı bir sürü şiiri ezbere okuyabilir.

A Tom le gusta escribir poemas y letras de canciones.

Tom şiir ve şarkı sözleri yazmayı seviyor.

No veo que haya forma de que los poemas sean genuinos.

Şiirlerin gerçek olmasının bir yolu olduğunu görmüyorum.

El autor escribió algunos bellos poemas al principio de su libro.

Yazar, kitabının başında bazı güzel şiirler yazdı.

Harold Hardrada, solo se puede decir bien, murió como un vikingo, haciendo bromas, haciendo poemas,

Harold Hardrada, sadece iyi söyleyebilirsin, bir Viking gibi öldü, şakalar yaptı, şiirler yaptı,

Estos poemas se leen en silencio, con los ojos cerrados, e intentando ver las palabras flotando en el vacío.

Bu şiir sessizlikte, kapalı gözlerle, kelimelerin boşlukta nasıl süzüldüğünü görmeye çalışarak okunur.