Examples of using "Gustaba" in a sentence and their turkish translations:
Sen çikolatayı beğendin.
O onu sevmiyordu.
Tony'yi sevdim.
- Beni sevdin mi?
- Beni beğendin mi?
Onu sevmiyordum.
Bunu sevdin mi?
Boston'u çok sevdim.
Birini sevdim.
- Tony'yi sevdim.
- Ben Tony'yi sevdim.
Onu sevdim.
Onu sevdim.
Beni sevdiğini düşünüyordum.
Ondan hoşlandığını düşünüyordum.
Biz patenle kaymayı seviyorduk.
Onu biraz sevdim.
O evi sevdik.
Sen çikolatayı beğendin.
Onu sevdim.
O, fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
Biz TV izlemekten keyf aldık.
O, okulu beğenmedi.
Bunu burada sevdiğini düşündüm.
- Beni sevdin mi?
- Beni beğendin mi?
Ben Tom'u biraz sevdim.
Tom, Avustralya'yı beğendi.
- Tom, Mary'yi seviyordu.
- Tom, Mary'den hoşlanıyordu.
Ben keki severdim.
Bunu Boston'da sevdim.
O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
Tom Mary'den hoşlanmadı ve Mary Tom'dan hoşlanmadı.
O ilk defa ondan hoşlanmadı.
Kendinden bahsetmeyi severdi.
O, beyzbol oynamaktan zevk aldı.
Onu sevmiyordum.
Çocukken Barbie'yi severdim.
Tom işini beğendi.
O zaman biradan hoşlanmadım.
Prenses yemek pişirmeye düşkündü.
Tom, Mary'yi sevdiğini söyledi.
Ondan hoşlanmadım.
O, seyahat etmekten hoşlanmadı.
Karar vermeyi severdi.
Tom, Mary'yi sevmiyordu.
O, şehirde yaşamaktan hoşlanmıyordu.
Roger şarkı yazmayı seviyordu. Aynı zamanda kendi şarkılarını sahnede söylemeyi de seviyordu.
Bir yandan Ingolf'u gerçekten sevmiştim.
Tom işini çok sevdi.
O, kocasını sevmiyordu.
O, Çin yemeğinden hoşlanıp hoşlanmadığımı sordu.
Gençken, bisikletle gitmeyi severdi.
Sıcağı severdi.
O fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
Aynştayn keman çalmayı seviyordu.
O, bundan hoşlanmadığını söyledi.
İnsanlar Jimmy Carter'i sevdiler.
Tom Boston'da yaşamayı sevmiyordu.
Tom bana Mary'yi neden sevmediğini söyledi.
Ondan hoşlanmadığını açıkladı.
Cezalandırılmak hoşuna gitmedi.
Terk edilmiş sahilde yalnız yürümekten hoşlanıyordum.
Senin yeni şeyler öğrenmeyi sevdiğini düşünüyordum.
Basketbolu sevdiğini bilmiyordum bile.
Tom bana çikolatayı sevip sevmediğimi sordu.
Neden sadece hoşlandığın birini almadın?
Tom'un beni sevdiğini söyledin.
Bay Grey işinden hoşlanmıyordu.
Kız bulaşıkları yıkamayı sevmiyordu.
Önceleri onu sevmezdim fakat şimdi seviyorum.
O, ilk önce atı beğenmedi.
Pariste ne kadar uzun kaldıysam o kadar çok sevdim.
O, kent yaşamından hoşlanmadı.
Tom şehirde yaşamayı sevmiyordu.
Tom bana Çin yemeğini sevip sevmediğimi sordu.
Onlar ünlü olmadan önce bu grubu sevmiştim.
Ben üniversitedeyken Latince çalışmayı severdim.
Hafta sonunda tenis oynamayı sevdim.
O adamın görünüşünü sevmedim.
O, ondan hoşlanmasa bile onunla evlendi.
Tom sonunda beğendiği bir işe girmeyi başardı.
Tom gerçekten Fransızca çalışmayı sevmiyordu.
Tom Mary'nin yemek pişirmeyi sevdiğini bilmiyordu.
Tom'un Mary'yi sevmediğini bilmiyordum.
Başlangıçta rock müziği sevmedim ama şimdi seviyorum.
Kazanmaya başlayıncaya kadar bu oyunu sevmedim.
Tom Mary'nin ondan hoşlanmama nedenini bilmek istiyordu.
Tom, Mary'nin piyano çalışını dinlemekten hoşlandı.
Onun arkadaşları onun herkesin önünde dışarı çıkmaktan hoşlanmadığını söyledi.
Kazanmaya başlayıncaya kadar o oyunu sevmedim.
Okul oyunlarımda oynamaktan hoşlanmadım.
Ona Çin yemeğinden hoşlanıp hoşlanmadığını sordum.
Bir çocuktan hoşlandığımda Okuloma'nın fikrini alırdım.