Examples of using "газеты" in a sentence and their turkish translations:
Bana bugünün gazetelerini göster.
Fransızca gazeteler satar mısın?
- Burada gazete mi satıyorsunuz?
- Burada gazete satıyor musunuz?
O gazete dağıtır.
Gazeteleri nerede?
Gazeteler ne söylüyor?
Tom gazeteleri dağıtır.
Gazete satmak kolay değildir.
Tom gazete satıyor.
Onlar gazeteleri ve kitapları okudular.
Bazı gazeteler haberi çarpıttılar.
O, gazete okumayı sever.
O, gazete okumaktan vazgeçti.
Bize gazeteler alır.
Gazeteler kioskta satılır.
Onlar kendi gazetelerini okuyor.
Gazeteler varlıklarını sürdürebilecekler mi?
Ben iki gazeteye aboneyim.
Bana bugünün gazetelerini göster.
Almanya'da hangi gazeteleri okudun?
Gazetenin büyük bir tirajı vardır.
"Bunlar kimin gazeteleri?" "Babamın."
Gazeteden reklam kesti.
Gazeteler bu hikayeyi basmadılar.
Her gün gazete alırım.
Hangi gazetelere abone oldun?
O bir gazeteden öğrendi.
Bu gazete geniş bir sirkülasyona sahip.
O gazetenin yayıncıları çok liberaldir.
Tom gazeteden bir makale kesti.
Çok gazete okumam.
Tom gazeteden makaleyi kesti.
Gazeteleri koltuğun yakınına koydum.
Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.
Hiç Fransızca gazeten var mı?
Eski gazeteleri tuvalet kağıdıyla takas ettim.
O, yerel gazete için yazılar yazar.
Bu haberi gazete okurken öğrendi.
Televizyon ve gazeteler tamamlayıcı rol oynuyorlar.
Ben sadece gazete satıyorum, başka bir şey satmıyorum.
Tom yerel gazete için yazılar yazardı.
Okul gazetesi için bir makale yazıyorum.
Tom okul gazetesi için bir makale yazdı.
Ben kaza konusunu gazeteden öğrendim.
Herhangi bir gazeteye ya da dergiye abone oldun mu?
Tom tavanda olan tüm eski gazeteleri attı.
New York'taki evimden Hong Kong'a taşındım
kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında
Gazeteler ne diyor?
Tom sabah kahvaltısı yaparken genellikle gazete okur.
Gazete okumaktan başka bir şey yapmadı.
Gazete satarak nasıl geçinebilirsin?
Gazete için bir şey yazacağını düşündü.
Bazı insanlar gazete okurlar ve aynı zamanda TV izlerler.
O, eski gazetelerin hâlâ yararlı olduğunu düşünüyor.
Tom bir delikanlı iken gazeteler dağıtarak para kazandı.
Her gün gazete oku yoksa zamanın gerisine düşeceksin.
Zamana ayak uydurmak için gazeteler okumalısın.
Gazeteler, dergiler ve haber programları dünyada ne olup bittiğini anlatır.
Onlar eski gazeteleri toplayarak ve satarak hayatını kazanıyor.
Bugünkü gazeteye göre, dün Şili'de büyük bir deprem vardı.
Bugünkü gazeteye göre, dün gece bu kasabada bir yangın vardı.
Ali bir gazetede spor yazarlığı yapıyor.
Dünya çapında, gazeteler ve televizyon istasyonları Koko ve onun yavrusunun hikayesini anlattı.
Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.
O dükkân gazete ve dergi satar.
Zaten birkaç yıl önce gazeteleri kağıda basılı olarak almaya son verdim. Onları yalnızca elektronik formatta okuyorum.
Gazeteye göre intihar etmiş.
Bugünkü gazeteye göre, şehirde bir yangın vardı.