Examples of using "богата" in a sentence and their turkish translations:
Ailem zengin.
O çok zengindir.
Ülke doğal kaynaklar açısından zengindir.
Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyorlar
Bu toprak humus bakımından zengindir.
Avustralya'da mineraller bol miktarda bulunur.
O zengindir.
- Ben zenginim.
- Zenginim.
Bu ülke petrol yönünden zengindir.
Bu ülke kömür bakımından zengindir.
Avustralya doğal kaynaklar bakımından zengindir.
O zengin ama çok mutsuz.
Onun zengin olduğu söylenmektedir.
O bir hırsız olamayacak kadar çok zengin.
O, ne zengin ne de ünlüdür.
Kate'in zengin olduğunu öğrendim.
O bayan zengin ama o erkek değil.
O, onun zengin olup olmadığını sordu.
Bu ülke doğal kaynaklarca zengindir.
- O, zengin, genç ve güzel.
- O zengin, genç ve güzel.
Sudi Arabistan petrol bakımından çok zengindir.
Tom Mary'nin zengin olduğunu biliyordu.
Tom Mary'nin zengin olduğunu öğrendi.
- O zengin olmalı.
- Zengin olmuş olmalı.
Ülke, doğal kaynaklarda zengin değildir.
Tom, Mary'nin zengin olduğunu söyledi.
Van Horn ailesi zengindi.
O hem zengin hem de çok güzel.
- Ben zenginim.
- Zenginim.
Tom Mary'nin çok zengin olduğunu duydu.
Çok zengin olduğu söyleniyordu.
Tom, Mary'nin ne kadar zengin olduğunu bilmiyordu.
Ben fakirim. Sen zenginsin.
Tom'un Mary'nin ne kadar zengin olduğu hakkında fikri yoktu.
O, zengin olmasına karşın mutlu değil.
Onun görünüşüne bakılırsa, onun zengin olduğunu düşünüyorum.
Ülkemizin bol ürünleri var.
Tom Mary'nin zengin olduğunu bilmiyordu.
- Ben zenginim.
- Zenginim.
O, çok zengindi.
Tom'un Mary'nin ne kadar zengin olduğunu bildiğini sanmıyorum.
Zengin misin?
O güzel ve zengin...Ben ondan nefret ediyorum.
- Sen zengin değilsin.
- Zengin değilsiniz.
Ben çok zenginim.
Zengin olduğunu biliyorum.
- Tom, Mary'nin zengin olduğunu biliyor.
- Tom, Mary'nin zengin olduğunu bilir.
Yalnızca 26 yaşında olmasına rağmen şimdiden zengindir.
- Jane her zaman sanki zenginmiş gibi davrandı.
- Jane her zaman zenginmiş gibi davrandı.
O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi.
Onun zengin olduğu gerçeğine rağmen, o fakir olduğunu söylüyor.
Geçen kış çok sayıda kar fırtınası vardı.
Ben ne zenginim ne de ünlüyüm.
Tom, Mary'nin ne kadar zengin olduğunu bilmiyor.
Sana zengin olduğumu ne düşündürüyor?
Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.
Ben zaten zenginim.
Sen çok zenginsin.
O zengin olmasına rağmen, oldukça basit giyinir.
Sen zenginsin.
Çok zengin olduğunu biliyoruz.
Zengin olsaydım sana para verirdim.
- Zengin olsam bile para vermem ona.
- Zengin olsam bile ona para vermem.
Çok zengin olduğunu duyuyorum.
Zengin olduğunu biliyorum.
- Zengin olduğunu biliyorum.
- Ben sizin zengin olduğunuzu biliyorum.
Zengin olduğunu bilmiyordum.