Examples of using "Przy" in a sentence and their turkish translations:
şimdi anladığımız bu manipülasyonlar
Yatağının yanında oturmuş,
Onun yanına oturdu.
Onun yanına oturdu.
Kasada ödeme yaparsınız.
Bir fincan kahve içerken sohbet ettik.
O, onun yanında diz çöktü.
Okumanın ortasındaydık.
Ergen bir ayı. Avını indirmiş.
Bariyerde biletini göster.
Tıraş olurken kendimi kestim.
Sözlüğü yanında bulundur.
O, masumiyeti konusunda ısrar etti.
O, sobada kendini ısıttı.
Benim yanımda durma.
Tom bardadır.
Tom masada oturuyor.
Arabamı kapının yanına park ettim.
Tom sahile yakın yaşıyor.
Yemek yerken bir kitap okurum.
O, masada oturuyor.
O, arabasını kaldırımın yanına park etti.
O iş yerinde bir kaza geçirdi.
Tom bilgisayarın başında.
Onlar sahile yakın yaşarlar.
O bilgisayarda çalışıyor.
İki ilmek, biri diğerinin önünde.
Pekâlâ, üzerimizde ne var?
Şansımız varsa bir akrep yakalarız.
Şansımız varsa bir akrep yakalarız.
5000 yabancıyı çağırdım,
Geceleri, su onları bir araya getirir.
Yaydıkları ışık altında kitap bile okunabilir.
Yanımda çok param var.
Tom bana gerekli hissettiriyor.
O, yüzme havuzundan uzaktaydı.
Barda duran üç kadın vardı.
Yanımda hiç param yok.
Bir fincan kahve almaya gidelim ve konuşalım.
Yanında hiç aspirin var mı?
Tom, pencere açık uykuya daldı.
Tom lamba açık uykuya daldı.
Kahvaltıda yardım edebilir miyim?
Yanında ne kadar paran var?
Kendisini ateşle ısıttı.
Ziyaretçilerimiz kapıdalar.
Akşamleyin köprüde buluşuyoruz.
Tom sobada kendini yaktı.
Üzerimde hiç bozuk param yok.
İletişim kurmak için sözcükler kullanırız.
Bilgisayarımda biraz çalıştım.
Bu caddede bir bakkal var.
Gecenin geri kalanını onun yanında geçirdim.
Yanında çok paran var mı?
Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?
Tom ateşle kendisini ısıttı.
Karmaşık ve derin meseleleri açıklamak için
Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!
Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.
o da elektriği kullanarak iletişim kurma kabiliyeti.
Bu arada, o nerede oturuyor?
Bardağı masanın kenarına yakın koymayın.
Ne yazık ki yanımda hiç param yok.
Onun yanında az parası var.
Yemek sırasında iş konuşma.
Karımı seçerken büyük bir hata yaptım.
Biraz şansla hava iyi olacak.
Otelimiz bir sonraki sokakta.
Kapıda sizi bekleyen bir adam var.
Kocasının aksine çok genç görünüyor.
Bir dakika içinde doktor sizinle olacak.
O, telefonda çok zaman harcıyor.
Ona ev ödevinde yardım etmeyi önerdim.
Tom pencereye yakın bir masa istedi.
Sokağın aşağısında yaşayan üç kişilik bir aile vardı.
Dikenlerine değmeden dokunsanız bile
ama en ufak baskıda yeniden kanamaya başlıyorlardı.
Halatla inişte dikkat etmeniz gereken en önemli şey bu. Onu neye bağladınız?
bunlarla ağzını kontrol edeceğim bu arada,
Öğürmemek çok zor olmalı.
ABD'nin bağımsızlık gününde Manhattan'ın hemen karşısında
ve sonra da kenardan aşağı ineceğim.
kapatarak yarım saat geçirdiniz."
Aklıma gelmişken, hiç Hokkaido'ya gittin mi?
Maalesef öğle yemeği randevumuz için bunu yapamayacağım.
- Parti için dekore etmemize yardım eder misin?
- Parti için süzlememizde bize yardım edebilir misin?
Bu arada, adresiniz nedir?
Bulutsuz bir günde Fuji dağını görebilirsiniz.
Masanın etrafına oturup iskambil oynadılar.
Günlüğümü yatağımın yanındaki masada tutuyorum.
Fırsatını bulduğunda bu filmi izlemelisin.
O, arabayı yıkamada ona yardım etmeye hazırdı.
Çalışırken mırıldanan birini tanıyor musun?
Su sıfır derecede donar, doğru değil mi?
- Tom öğle yemeğini masasında tek başına yer hep.
- Tom öğle yemeklerini her zaman masasında yalnız yer.
iş kazası can kaybı riski %95 daha az,
Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı