Examples of using "Młodym" in a sentence and their turkish translations:
O, yetenekli genç bir yönetmen.
O bir Japon çocuk.
Genç militanlara hep şunu söylerim,
Tom yakışıklı bir genç adam.
Sen çok yakışıklı genç bir adamsın.
- Genç bir subaya aşık oldu.
- Genç bir memura aşık oldu.
O genç bir üniversite öğrencisi.
Ne yazık ki şair genç yaşında öldü.
O genç bir Amerikalı öğrenci değil mi?
John Amerikalı bir çocuk.
Yavruları da pek bir şey avlayacakmış gibi değil.
Eğer gençlerimize mükemmellik tuzağından kurtulmaları için yardım etmek istiyorsak
Xavier, Paris Üniversitesi'nde ekonomi okuyan genç bir öğrencidir.