Translation of "Jem" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Jem" in a sentence and their turkish translations:

- Jem jabłka.
- Jem jabłko.

- Ben bir elma yiyorum.
- Bir elma yiyorum.

Jem.

Yemek yiyorum.

Jem rękami.

Ben ellerimle yemek yerim.

Jem jabłka.

- Ben bir elma yiyorum.
- Bir elma yiyorum.
- Elma yiyorum.

Jem chleb.

Ekmek yiyorum.

Jem mięso.

Et yerim.

Jem ryż.

Pirinç yiyorum.

Jem gruszkę.

- Bir armut yiyorum.
- Ben bir armut yiyorum.

Jem ser.

- Peynir yerim.
- Ben peynir yiyorum.

Jem śniadanie.

Ben kahvaltı yapıyorum.

Jem obiad.

Öğle yemeği yiyorum.

Jem cebulę.

Soğan yiyorum.

Jem wszystko.

Her şeyi yerim.

Codziennie jem śniadanie.

Ben her gün kahvaltı yaparım.

Chętnie jem słodycze.

İsteyerek tatlı yiyorum.

Chętnie jem jabłka.

Elma yemeyi severim.

Zawsze jem śniadanie.

Ben her zaman sabah kahvaltısı yerim.

Rzadko jem nabiał.

Ben nadiren süt ürünleri tüketirim.

Rzadko jem śniadanie.

Ben nadiren kahvaltı ederim.

Jem, bo jestem głodny.

Aç olduğum için yerim.

Jem i czytam książkę.

Ben yemek yerken kitap okuyorum.

Jem śniadanie przed pracą.

İşten önce kahvaltı ederim.

Każdego ranka jem śniadanie.

Ben her sabah kahvaltı yaparım.

Ryż zwykle jem pałeczkami.

Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.

W południe jem obiad.

Ben öğle yemeğini öğleyin yerim.

Jem śniadanie codziennie o siódmej.

Her sabah 7'de kahvaltı yaparım.

Nie jem tej sałatki ziemniaczanej.

Bu patates salatasını yemeyeceğim.

Wiesz, że nie jem mięsa.

Et yemediğimi biliyorsun.

Jem kolację piętnaście po siódmej.

Akşam yemeğini yedi çeyrekte yiyorum.

Zwykle jem śniadanie o siódmej.

Genellikle saat yedide kahvaltı yaparım.

Nie jem skóry z kurczaka.

Ben tavuk derisi yemem.

Zwykle nie jem czerwonego mięsa.

Ben genellikle kırmızı et yemem.

Obiad jem codziennie w południe.

Ben her gün öğleyin öğle yemeği yerim.

Prawie nigdy nie jem owoców.

Neredeyse hiç meyve yemem.

Nie jem ogórków bez obierania.

Salatalığı soymadan yemem.

Codziennie jem obiad w tej restauracji.

O restoranda her gün öğle yemeği yerim.

Codziennie na śniadanie jem gotowane jajko.

Her gün kahvaltıda haşlama yumurta yerim.

Często jem lunch razem z Tomem.

Tom ve ben sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.

Jestem pingwinem, jednak nie jem ryb.

Balık yemememe rağmen ben bir penguenim.

Na śniadanie jem tylko grzankę z kawą.

Sabahleyin sadece tost ve kahve alırım.

Ale, ja nie jem nawet małego kawałka mięsa.

Fakat ben bir parça et bile yemiyorum.

Od czasu ostatniego wycieku ropy nie jem owoców morza.

Son petrol sızıntısından beri hiç deniz ürünü yemedim.

Jem tylko mięso zwierząt, które osobiście zabiłem i poćwiartowałem.

- Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- Sadece kendi öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanların etini yerim.

Wciąż jem tę potrawkę, którą ugotowaliśmy kilka dni temu.

Birkaç gün önce yaptığımız güveci yiyoruz.