Translation of "지역" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "지역" in a sentence and their turkish translations:

지역 정부,

yerel yönetimde,

저희 지역 공동체와 함께

ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için

요즘에도 이 지역 셰르파들은

Bu bölgede yaşayan Sherpa'lar dağcılıkla uğraşmaya devam ediyorlar...

지역 주민과 만났고 농부들과 만났어요.

Yerli insanlar ve çiftçilerle tanıştım.

싼 숙소에 묵고, 지역 교통편을 이용했어요.

ucuz otellerde kalarak, yerel ulaşımı kullanarak.

저희는 지역 2년제 대학과 손을 잡고

Yerel üniversitelerle iş birlikleri yaptık

한때 "아시아의 발칸 지역"으로 알려진

Eskiden "Asya'nın Balkanları'' olarak bilinen Güneydoğu Asya

학계, 지역 사회에 도움을 요청하고 있습니다.

üniversiteler, kurum ve kuruluşlar ve yenilikçilerden yardım istiyoruz.

결국, 그 지역 초등학교의 교장이 되셨지요.

ve yerel bir ilkokulda müdürlüğe yükseldi.

미국의 지역 교도소에 있는 75%의 미국인은

Yerel Amerikan hapishanelerindeki kişilerin %75'i

스페인의 농촌 지역 대부분이 게릴라들의 손에 들어갔다

İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi

그래서 마리 퀴리와 지역 과학박물관에서 영감을 받아,

Bu yüzden, Marie Curie ile yerel bilim müzesinden ilham alarak

루이지애나 남부 지역 공동체의 다른 사람들과 함께 있었죠.

Orada Güney Louisiana topluluklarının diğer üyeleriyle birlikte duruyordum;

그러면 메디코스 포를 라 살루드 같은 지역 단체가

Böylelikle, Médicos por la Salud gibi yerel kuruluşlara,

새로운 앱을 개발하여 지역 사회에 도움을 주고 있습니다.

tüm topluluğa yararlı yeni bir uygulama geliştirdiler.

‎모두 16마리 ‎이 지역 수달 중엔 ‎가장 대가족입니다

16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.

현재 그는 지역 교육을 지원하는 재단을 운영하고 있습니다.

Apa Sherpa, bugün bölgede eğitimi desteklemeyi amaçlayan bir vakıf işletiyor.

그렇다고 다른 지역 출신의 난민을 막지 않는다는 뜻은 아닙니다.

ama bu diğer mültecileri de etkiliyor.

또, 이 선택은 가능한 한 지역 차원에서 행사되어야 합니다.

ve o seçim mümkün olduğu kadar yerel düzeyde uygulanmalı.

그곳에 이미 자리잡고 있는 지역 건축물들을 먼저 보게 됩니다.

yerel mimariyi inceliyorsun, daha önceki örneklere bakıyorsun.

지역 특색이 있는 공예품을 생산하듯 루오의 집도 특별한 것을 만들었는데

Luo'nun memleketi de çok özel bir zanaatte ustalaşmıştı.

‎뭄바이는 지구상에서 인구가 ‎가장 많은 지역 중 하나입니다 ‎인구가 무려 2천만이죠

Burası, Dünya'nın en kalabalık yerlerinden biri. Nüfusu, 20 milyon.