Translation of "도움을" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "도움을" in a sentence and their turkish translations:

도움을 청해야겠어요

Biraz yardım çağırmalıyız.

공동체에 도움을 주고

topluluğunuza hak ettiğini,

변호사의 도움을 받는 이민자는

Avukatı olan bir göçmenin

주변에서 많은 도움을 주셨고

Çevremde uygun bir destek buldum

산호초가 자라는데 도움을 주고

Bu çok çalışkan midyeler resif yapıcılar,

도움을 주신 신사분께 박수를 보내주세요.

Beyefendiye yardım ettiği için bir alkış alabilir miyim?

도움을 구하는 비명을 지르고 있습니다.

yardım çığlığı da atıyor.

원조나 도움을 보내는 거라고 생각하죠.

sağlayarak olacağını düşünürler.

많은 경우 법적인 도움을 기대하기 힘들만큼

ve çoğu yasal bir yardıma çok uzaktaki

국선변호사 제도의 도움을 받을 수 없어서,

Bir kamu avukatı sistemi yok

특히 우리 국경에서 도움을 청하는 난민,

sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere

도움을 청해야겠어요 안 먹었어도 되는 건데

Yardım çağırmamız gerekiyor. Bu almaya değer bir risk değildi.

제게 도움을 준 많은 사람 덕분에

Bir destekleyici insan ordusu sayesinde

학계, 지역 사회에 도움을 요청하고 있습니다.

üniversiteler, kurum ve kuruluşlar ve yenilikçilerden yardım istiyoruz.

즉시 사막을 떠나 도움을 받아야 할 겁니다

Hemen çıkıp yardım çağırmanız gerekir.

새로운 앱을 개발하여 지역 사회에 도움을 주고 있습니다.

tüm topluluğa yararlı yeni bir uygulama geliştirdiler.

기업은 임대료 및 기타 비용에 대해 도움을 받습니다.

ve işletmelere, kiralarını ve diğer masraflarını kapatabilmeleri için yardım ediliyor.

그 수치는 우리 현실세계에서 일어나는 실제 과정을 이해하는데 도움을 주죠.

Dünyamızdaki gerçek süreçleri anlamamıza yardım edebilirler.

여러분 주변으로 사람들을 끌어모을 때 이외에도 많은 곳에 도움을 주거든요.

yalnızca size değil çevrenizdeki insanlara da yardım eder.

최루가스를 맞은 사람들은 숨거나 도움을 청하기 위해 도망가다 창문을 깨기도 하고요.

göz yaşartıcı gaz insanların kaçmasına ve kırılmasına neden olur pencereleri gizlemek ve yardım almak için.

여기서 방울뱀한테 물렸는데 도움을 받을 수 없다면 정말 큰일 날 수도 있습니다

Bir çıngıraklı yılan tarafından ısırılır ve yardım alamazsanız başınız cidden belaya girebilir.

‎어떤 버섯들은 마법과도 같이 ‎도움을 청합니다 ‎생체 발광 버섯은 ‎스스로 빛을 내죠

Bazıları büyüleyici bir yardım çağrısında bulunur. Biyolüminans özelliği olan mantarlar kendi ışıklarını saçar.