Examples of using "마시고" in a sentence and their turkish translations:
Söylediklerimle yetinmeyin.
koca bir bardak kereviz suyu içiyorum
yemek, içmek, mutlu olmak, çünkü yarın olmayacağız.
Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.
Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.