Examples of using "'극심한" in a sentence and their turkish translations:
Aşırı susuz durumdayım.
Daha uç olaylar yaşayacağız;
Travma sırasında hissedilen aşırı stres seviyelerinin
Şiddetli yoksulluğu sona erdirecek,
sonrasında travmadaki gibi aşırı strese çıkardıkça
kurtarmaya çalışan yaşlılar kaldı.
aşırı yoksulluk mağduru dünya nüfusunun %10'u
pek çok Orta Amerika yerlisi görüyorum