Examples of using "分からない" in a sentence and their turkish translations:
Kimse sebebini bilmiyor.
Kim bilir?
Hiç kimse söyleyemez.
Ben de anlamıyorum.
Kimse bilmeyecek.
Rusça bilmiyorum.
Hiç kimse geleceği bilmiyor.
Bu iyi bir karar mı bilmiyorum.
Ne çıkacağı hiç belli olmaz.
İngilizce bilmiyorum.
Modern cazı anlamıyorum.
Buradan bakınca çok iyi görünmeyebilir
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
Bilmiyorum. Bu fiyata bağlı.
Allah neden bilir.
Almanca bilmiyorum.
Anlamıyorum.
Ne demek istediğini anlamıyorum.
Bilmemekten nefret ediyoruz.
Bunun nasıl yanacağından emin değilim.
Bu tünellerin nereye çıktığını öğrenmenin tek bir yolu var.
Ben Almancayı hiç anlamıyorum.
Nereye varacağımızı bilmiyorum.
- "Bilmiyorum", dedi Tony.
- Tony, "bilmiyorum" dedi.
Onun ne olduğu hakkında fikrim yok.
Bana Fransızca anlayamadığını mı söylüyorsun?
- Son sözümü söylemedim.
- Henüz her şey bitmiş sayılmaz.
Onu nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Bir faksın nasıl gönderileceği hakkında hiçbir fikrim yok.
- Hiç kimse sebebini bilmiyor.
- Kimse nedenini bilmiyor.
ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.
Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.
Ama uçak enkazı olup olmadığını söylemek zor.
Ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu.
Bir video kaset kayıt cihazını nasıl kullanacağımı bilmiyorum.
Nerede olduğumu bilmiyorum.
Ben tamamen bilmiyorum.
Onu Fransızca nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
Ne olacağını bize asla söyleyemezsin.
- Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.
- Şüphelinin bulunduğu yer hala bilinmiyor.
Onun görünüşüyle yeteneklerini bilemezsin.
Onun fikirlerini hiç anlayamıyorum.
Anlamadığım bir şey var.
Ona hâlâ sahip olup olmadığımı bilmiyorum.
Zamanım olacak mı bilmiyorum.
Fransızca konuşursan, anlamam.
Ne demek istediğini anlamıyorum.
- Anlamadığım birçok kelime var.
- Anlamadığım bir sürü kelime var.
- Anlamadığım birçok sözcük var.
- Anlamadığım bir sürü sözcük var.
Bunun ne olduğunu bilmediğinden emin misin?
Anlayamadığın kelimeleri işaretle!
Sadece bunun ne kadar zamandır burada olduğunu bilmiyorum.
Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.
Yoksa bilinmeyenden korku mu?
Ne demek istediğini anlayamıyorum.
Gelecekte ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
Ne söyleyeceğime kararsızım.
Onun fikri hiç mantıklı değil.
Tom Fransızca anlamıyor gibi davrandı.
Tom bilgisayar programlama hakkında bir şey bilmiyor.
Artık ne yapacağımı bilmiyorum.
- Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum.
- Bunun ne demek olduğunu bilmiyorum.
Bunun iyi bir fikir olup olmadığını bilmiyorum.
Bunu nasıl kullanacağımı bilmiyorum.
Onu yapabileceğimden emin değilim.
Ne demek istediğini bilmiyorum.
Bu cümlenin anlamını çıkaramıyorum.
Onu yapmanın avantajını anlayamıyorum.
Onun nerede olduğunu bilmiyorum!
Ne hakkınızda konuştuğunu bilmiyorum.
Ben cümlenin tam anlamını ima edemiyorum.
Neyi bilmediğimi bilmiyorum.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
- Gelecekte ne olacağını kimse söyleyemez.
Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.
Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.
bu işin tehlikesi ileride ne olduğunu bilmemektir.
Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.
Buranın 15 metreden fazla olup olmadığından emin değilim. Ne düşünüyorsunuz?
Ben hangisinin hangisi olduğunu bilmiyorum.
Hiç kimse bir sonraki yarışta kimin kazanacağını bilmiyor.
Tom'un ne yapacağı hakkında fikri yoktu.
Kimi görmek istediğini bilmiyorum.
Onun ne zaman döneceğinden emin değilim.
Bunun yeterli olup olmayacağını bilmiyorum.
Tom'a ne diyeceğimi bilmiyorum.
Bir depremin ne zaman olacağını asla bilmezsiniz.
Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
Artık ne yapacağımı bilmiyorum.