Translation of "それでも" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "それでも" in a sentence and their turkish translations:

それでも このように

Fakat biliyor musunuz?

‎それでも危険は及ぶ

Ama onun da garantisi yok.

それでも地球は動く!

Öyle olsa bile, Dünya hareket ediyor!

それでも歌い続けました

ama yine de şarkı söylemeye devam ettim.

それでも、おまえは人間だ。

Öyle olsa bile, sen bir insansın.

それでも殺りくは続きます

Yine de katliam devam ediyor.

私はそれでもかまいませんよ。

O bana iyi görünüyor.

それでもやはり、彼は罰せられた。

O yine de cezalandırıldı.

それでも自然界で 役割があります

fakat doğadaki her şey gibi bir yere sahiptir.

それでも独学で読み書きを覚えて

Yine de bu kadın kendi kendine okumayı ve yazmayı öğrenmiş

それでも私は皆さんの前に立って

Bense karşınızda durmuş

それで もう少し考えて決めました

Bu yüzden biraz daha düşündüm ve dedim ki

それでも なぜ人々が参加しないのか

İnsanların neden dahil olmadıklarını,

それでも、彼は数少ないマーシャルの1人でした

o Napolyon büyük, bağımsız bir komuta güvenebilirdi

それでも 努力したいと言って くれました

ve anlamaya çalışmak istiyor.

それでも、早期の退職を選択する人は多い。

Bununla birlikte, birçok kişi erken emekliliği tercih ediyor.

彼は無作法だが、それでも私は彼を愛する。

O kaba fakat yine de onu severim.

- 彼女に欠点があるが、それでもやはり私は好きだ。
- 彼女には欠点があるが、それでもやはり彼女が好きだ。

Hatalarına rağmen onu seviyorum.

それでもまだ不安を かきたてられないなら

yeterince boğazınızı düğümlemediyse

奇妙に思えるが、それでもやはりそれは事実だ。

Kulağa tuhaf geliyor ama yine de doğru.

我々は反対したが、それでも彼女は出ていった。

Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.

誰もが反対したが、それでもサリーとボブは結婚した。

Herkes ona karşı çıktı fakat buna rağmen Sally ve Bob evlendiler.

それでも 野生生物たちは 市場に注ぎ込まれる

Bütün bunlara rağmen bu hayvanlar kâr için canlı hayvan pazarlarına gönderiliyordu.

- 彼女は沢山欠点がある。それでも私は彼女が好きです。
- 彼女には欠点がたくさんあるが、それでも、私は彼女が好きだ。

Çok hatası var. Buna rağmen onu severim.

それでも、ベルティエはフィールドコマンダーとしての責任を負っていました。

Yine de Berthier bir saha komutanı olarak sorumluluk olarak kaldı.

それでもやはり、その話題は話し合う価値がある。

Bununla birlikte konu tartışmaya değer.

みんなが反対したが、それでもメアリーとジョンは結婚した。

Herkes ona karşı çıktı fakat her şeye rağmen Mary ve John evlendi.

- 彼は私たちにいろいろ迷惑をかけるが、それでも私は彼が好きだ。
- いろいろ面倒をかけるがそれでも私は彼が好きだ。

O bize çok sıkıntı verir, fakat yine de onu seviyorum.

それでも病院に必要な 抗毒液は 何とか集められた

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

それでもまだ自由が訪れないと 落胆と失望の内に

ama kurtulamadıklarında kırıldılar, moralleri bozuldu

心配しなくて大丈夫さ それでもなんとかなったから」

Merak etme, sonunda her şey iyileşir."

それでも1811年にはヨーロッパ史上最大の軍隊の 編成を始めた

Yine de 1811'de toplanmaya başladı. Avrupa'nın gördüğü en büyük ordu…

彼には欠点があったが、それでも私は彼を愛していた。

Onun hataları vardı, ama buna rağmen onu sevdim.

私はそれでもヒップホップが 抵抗手段になりうると信じています

Yine de, bence hâlâ bir direnme aracı olabilir.

彼の話は嘘のように聞こえるが、それでも本当なのです。

Onun hikayesi düzmece görünebilir fakat her şeye rağmen gerçektir.

‎満月の明るさは ‎太陽の40万分の1だ ‎それでも視界が開ける

Ay ışığının en güçlü hâli güneş ışığından 400.000 kat daha sönüktür. Yine de görmeye yeter.

謝ったのだがそれでも彼女は私に口をきこうとしなかった。

Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.

彼は減食したが、それでもまだ相変わらずとても太っていた。

O diyet yapmasına rağmen, hâlâ çok şişman kaldı.

それでもナポレオンはこの条件を拒否し 交渉再開の合意にとどまった

Yine de, şartları kabul etmedi, sadece müzakereleri yeniden açmayı kabul etti. Müttefiklere,

彼が話をやめるように頼んだが、彼はそれでもはなしつづけた。

Ondan susmasını istedim ama yine de devam etti.

わたしはパーティーには出席できませんが、それでも御招待ありがとう。

Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.

彼はびんを逆さまにして振ったが、はちみつはそれでも出てこなかった。

O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.

宿題はたくさんあるが、それでも私は今夜の9時にはテレビを見ているだろう。

Çok ödevim olmasına rağmen bu akşam saat dokuzda televizyon seyrediyor olacağım.

おじは去年教職を退いたが、それでも何とか大学での地位にしがみつこうとした。

Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.

- 彼は頭がよいがやはり嫌いだ。
- 彼は頭がいいけど、それでも彼のことは好きじゃない。

O, zekidir ama yine de onu sevmiyorum.

彼の行為に弁解の余地があるとは思えないが、それでも彼の言い分に耳を傾けるべきだ。

Onun davranışı için herhangi bir mazeret olduğunu sanmıyorum. Aynı zamanda, onun söylemek zorunda olduğunu dinlememiz gerekiyor.

ここもダメか……そんな顔になりながら、少年がそれでも一縷の望みで俺達の顔を見上げている。

Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.

- 彼には欠点はあるがやはり彼を私は愛する。
- 彼には欠点があるが、それでも私は好きだ。
- 彼には欠点があるが、それでもやはり私は好きだ。
- わたしは彼の欠点にも関わらずやはり彼が好きだ。
- あの人には欠点があるが、やはり私は好きだ。

Onu, hataları yüzünden daha az sevmiyorum.

それでも、苦痛というものがどのような脳のプロセスで引き起こされるのかということについての科学的な説明がやはり必要である。

Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.

More Words: