Translation of "くれました" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "くれました" in a sentence and their turkish translations:

彼らはアルバムをくれました

bana bir kitap verdiler,

常に励ましてくれました

beni yüreklendirmeleridir.

TEDトークをさせてくれました

ya da TED'de konuşmak gibi.

彼は私にレコードをくれました。

O bana bir kayıt verdi.

トムが電話番号をくれました。

Tom bana telefon numarasını verdi.

案内を買って 出てくれました

Bana etrafı gezdirip gösterdi.

ジョンはドイツ語の手紙をくれました。

John bana Almanca yazılmış bir mektup gönderdi.

- 彼女はトムと私をパーティーに招いてくれました。
- 彼女はトムと私をパーティーに誘ってくれました。

O, Tom'u ve beni partiye davet etti.

彼女は私たちにプレゼントをくれました。

O bize bir hediye verdi.

父は私に本を買ってくれました。

Babam bana bazı kitaplar satın aldı.

彼は私に素敵なプレゼントをくれました。

O bana hoş bir hediye verdi.

母はこう言って教えてくれました

O bana gerçek güzelliğin

ボイスオーバーと手話で 通訳をしてくれました

benim için seslendirme ve BSL diline çevirmeyle sorumluydu.

パールマンは折り返し電話してくれました

Ve Perlman telefonuma geri döndü.

おじさんがぼくにカメラをくれました。

Amcam bana bir kamera verdi.

- 彼は親切にも私たちにお金を貸してくれました。
- 彼は親切にもお金を貸してくれました。

O, bize biraz ödünç para verecek kadar nazikti.

その人たちが 僕を助けてくれました

O insanlar bana yardım ettiler;

早死にすることを教えてくれました

ve genç yaşta öleceğimi açıkladı.

良い時も悪い時も支えてくれました

mükemmel arkadaşlarla onurlandırıldım.

驚きや喜びの声を挙げてくれました

BuzzFeed kendilerini

彼女は素敵なコートを買ってくれました。

O, bana güzel bir ceket satın aldı.

彼は、大きな岩のかげにかくれました。

Büyük bir kayanın arkasına saklandı.

結婚したとき、両親が家をくれました。

Evlendiğimizde ailem bana bir ev verdi.

父は私にその本を買ってくれました。

- Babam bana kitabı aldı.
- Babam bana kitap satın aldı.

そこにサマリタンズが 手を差し伸べてくれました

Ve o anda İyiliksevenler devreye girdi.

テンジンは私を家に置いて 仕事をくれました

Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.

本当に、がらりと変わってくれましたね。

O, çok hoş bir değişikliktir.

母は、母自身で作った手袋をくれました。

Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.

彼女は私たちにコーヒーをいれてくれました。

- O hepimiz için kahve yaptı.
- Hepimize kahve yaptı.

彼は私にチェスの仕方を教えてくれました。

O bana nasıl satranç oynayacağımı söyledi.

母は私に新しい服を作ってくれました。

Annem bana yeni bir takım elbise yaptı.

それでも 努力したいと言って くれました

ve anlamaya çalışmak istiyor.

自分を解き放つように 勧めてくれました

yeni aşk ve yeni kayıp olasılıklarına.

「この技術は娘に 笑顔を与えてくれました」

''Bu teknoloji kızımın yüzünü güldürdü.''

彼女は親切にも私を手伝ってくれました。

O, bana yardım etmek için yeterince nazikti.

彼は私にケーキの作り方を教えてくれました。

O bana nasıl kek yapılacağını gösterdi.

父は私に一組の手袋を買ってくれました。

Babam bana bir çift eldiven aldı.

女の人が親切にも道を教えてくれました。

Bir kadın bana yolu göstermek için yeterince nazikti.

私の母は私にかばんを作ってくれました。

Annem bana bir çanta yaptı.

母は私に新しいドレスをつくってくれました。

Annem bana yeni bir elbise yaptı.

まるで兄の様に 私の面倒を見てくれました

bana ağabeyim gibi davranan biriydi.

神様は必要なものを 全て与えてくれました

Tanrı bize ihtiyacımız olan her şeyi verdi.

接触を図った人の大半は 会ってくれました

Yaklaştığım insanların büyük çoğunluğu benimle buluşmayı kabul etti.

応援してくれましたが ちょっと慎重でした

Cesaret verici ancak birazcık şüpheciydi.

父は私に新しい自転車を買ってくれました。

Babam bana yeni bir bisiklet satın aldı.

父が誕生日に数枚のCDを買ってくれました。

Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.

彼女は親切にも私たちを助けてくれました。

O, bize yardım etmek için yeterince nazikti.

彼は私にすてきなネクタイを見つけてくれました。

O, bana hoş bir kravat buldu.

彼女は私にその婦人を紹介してくれました。

O, hanımefendiyi bana tanıttı.

彼女は私たちに役に立つ情報をくれました。

O bize biraz faydalı bilgi verdi.

私の父はたくさんの 大切な言葉をくれました

babam çok değerli bir iki kelam etti.

400人の女性たちが 請求額を教えてくれました

400 kadın ödedikleri hakkında konuştu.

そのニュースは私をうれしい気分にしてくれました。

Bu haber beni mutlu etti.

けさ祖母がその手紙をポストに入れてくれました。

Büyükannem mektubu bu sabah postaladı.

彼は昨日私を公園に連れていってくれました。

Dün beni parka götürdü.

母は私にかわいらしいスカートを作ってくれました。

Annem bana sevimli bir etek yaptı.

彼女は私にお茶を一杯持ってきてくれました。

O bana bir bardak çay getirdi.

あなたの両親が私たちを見守ってくれました。

Ebeveynlerin bize göz kulak oldular.

友人の1人が 娘さんの写真を送ってくれました

bir arkadaşım kızının fotoğrafını gönderdi.

夫に電話をすると 急いで駆けつけてくれました

Sonra kocamı aradım, hemen yanıma geldi

彼女は私を見送るために駅まで来てくれました。

Beni uğurlamak için istasyona geldi.

父は私たちを動物園につれていってくれました。

Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.

今朝あの人が私に2冊の本を貸してくれました。

Bu sabah adam bana iki kitap ödünç verdi.

多くの激励の手紙が私の心を慰めてくれました。

Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.

さらには 僕の会社に アフリカの人たちが 来てくれました

Bir gün, Afrikalılar şirketimi ziyaret etti.

母はこの前の日曜日にズボンを2本買ってくれました。

Annem geçen Pazar bana iki çift pantolon satın aldı.

おじは私に昨日本をくれました。これがその本です。

Amcam dün bana bir kitap verdi. Kitap bu.

彼女は私たちにおいしい夕食を作ってくれました。

Bize lezzetli bir akşam yemeği pişirdi.

彼らが 僕の話を聞いてくれた後で 教えてくれました

Hikâyemi dinledikten sonra kendi hikâyelerini anlattılar.

彼女の忍耐強さに 感謝していると教えてくれました

nasıl minnettar olduğunu anlattı.

彼は私にたくさんの美しい写真を見せてくれました。

O bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdi.

テンジンは私を1953年の探検に 連れていくと言ってくれました

1953 yılındaki Everest tırmanışına beni de yanında götüreceğini söyledi.

その人は親切にもその店まで連れて行ってくれました。

O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti.

東京にいる叔母は、私にきれいなブラウスを送ってくれました。

Tokyo'da yaşayan teyzem bana güzel bir bluz gönderdi.

彼女は私たちに面白い話をして楽しませてくれました。

O, ilginç bir fıkra ile bizi eğlendirdi.

先週日曜日に、母は私にきれいなドレスを買ってくれました。

Anne geçen Pazar bana güzel bir elbise aldı.

彼等は私にたくさんの美しい写真を見せてくれました。

Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraf gösterdiler.

困っているときに、叔父は私によい忠告をしてくれました。

Başım dertte iken amcam bana iyi bir tavsiye verdi.

英語の先生がこういう本を読むように薦めてくれました。

İngilizce öğretmenim bana bu kitapları okumamı öğütledi.

彼はどこで買い物をしたらよいか私に教えてくれました。

O bana nerede alışveriş yapacağını söyledi.

ケイコちゃんは、相変わらず、魅力的な微笑みを見せてくれました。

Keiko bize her zamanki gibi hoş bir gülümseme gösterdi.

小さかった僕に ばあちゃんが 大事なことを 教えてくれました

Küçükken, büyükannem bana çok önemli bir şey öğretti.

実家を訪問してよいか尋ねたら 彼らはイエスと答えてくれました

onları ziyaret etmeyi teklif ettim ve kabul ettiler.

しかし、農夫は彼に親切で、いろいろなことを教えてくれました。

Fakat çiftçi ona karşı çok nazikti ve ona çok şey öğretti.

マイクはとても親切でした。彼は私の車を無料で修理してくれました。

Mike çok nazikti. Arabamı bedava tamir ettirdi.

山田氏は大変親切だったので、私を車で家まで送ってくれました。

Bay Yamada beni eve götürecek kadar nazikti.

それは、わくわくするような話で、彼はじょうずに話してくれました。

Heyecan verici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.

その他にも ロスさんは 投票が とてつもなく重要だと教えてくれました

Bay Ross'un bize öğrettiği diğer şey, oy vermenin aşırı derecede önemli olması.

- 私の叔母は、クリスマスに私に本をくれた。
- 私の叔母さんがクリスマスに本をくれました。

- Teyzem Noel için bana bir kitap verdi.
- Teyzem Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Halam Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Teyzem bana Noel için bir kitap verdi.

ジョージ叔父さんは、家へ来る時はきっと何かお土産を持って来てくれました。

George amca evimizi her ziyaret edişinde her zaman bize bir hediye getirdi.

- ジェーンは私にウェンディがくれたのと同じプレゼントをくれました。
- ジェーンはウェンディと同じプレゼントをくれた。

Jane bana Wendy'nin verdiği aynı hediyeyi verdi.

悪天候のために、私のピアノの先生は私に早く帰るようにと言ってくれました。

Piyano hocam kötü hava nedeniyle erkenden eve gitmemi tavsiye etti.

彼はきたない通りにある高い塀の中の古い学校について話してくれました。

O bana kirli bir caddede yüksek bir duvarın arkasında eski bir okuldan bahsetti.

- 父は私に新しい万年筆をくれました。
- お父さんがね、新しい万年筆をくれたの。

Babam bana yeni bir dolma kalem verdi.

- ジョージの姉が私にサンドイッチを作ってくれました。
- ジョージのお姉さんは私にサンドイッチを作ってくれた。

George'un kız kardeşi bana biraz sandviç yaptı.

More Words: