Examples of using "Viva" in a sentence and their turkish translations:
Onun yaşamasını istiyorum.
İmanını canlı tut!
Tom'un yaşamasını istiyorum.
Çok yaşa kaos!
Yaşasın Fransa!
Yaşasın cumhuriyet!
Onun yaşamasını istiyorum.
Kraliçe çok yaşa!
Yaşa.
Hayattayım.
Şaşırdım, o yaşıyordu.
Hayatta olduğu için şanslı.
bu canlı atmosfer içindeki dünyalıları temellendiren şeyler.
Lanet olası bir ruh yoktu.
Hayatta mısın?
Orada yaşayan bir ruh yoktu.
Onun yakında ortaya çıkacağından eminim.
Canlı bir balinayı asla görmedim.
Fadıl, Leyla'nın hala hayatta olduğunu fark etti.
hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,
Kaplanı canlı yakalamayı başardılar.
Ben canlı hissediyorum.
Küçük hediyeler arkadaşlığı canlı tutar.
Ben neden hayattayım?
Parlak ışık gözleri bozar.
Keşke o şimdi hayatta olsa.
Onun nerede yaşadığını düşünüyorsunuz?
Bazıları Nessie'nin bu gölde yaşadığına inanıyor.
Tom, Mary'nin hala hayatta olduğunu düşünüyor.
Ördek, beşinci gününde hala hayatta idi.
Tom Mary'nin hayatta olduğundan emindi.
Tom, Mary'nin hâlâ hayatta olduğunu söylüyor.
Tom'un annesi hâlâ hayatta.
Hâlâ hayattasın.
Beni asla canlı ele geçiremeyeceksin!
Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.
Onun nerede yaşadığını merak ediyorum.
En azından ben hâlâ hayattayım.
- Bu hâlâ hayatta.
- Bu hâlâ yaşıyor.
Çok teşekkür ederim! hayattayım.
Hayatını yaşa!
- İrtibatı koparmayalım.
- Arayı soğutmayalım.
- Yaşa ve öğren.
- Yaşayın ve öğrenin.
Tom, Mary'yi canlı gören son kişiydi.
O hayatta! O boğuluyordu fakat babası onu kurtardı.
Tom asla bir ruha zarar vermedi.
Tom Mary'nin ölü mü yoksa hayatta mı olduğunu bilmiyor.
Hayatta olduğum için minnettarım.
ve orada yaşayan ne varsa orada kalmayı artık istemeyecektir.
Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.
Ve ben buradayım, hala hayattayım.
Acele et.
100 yaşına kadar yaşarsam 2103'te de hayatta olacağım.
Tom'un burada yaşadığını sanmıyorum.
Onun nerede yaşadığı hakkında hiçbir fikrim yok.
Bu sivrisinekler beni canlı canlı yiyorlar!
Sivrisinekler seni canlı canlı yerler.
Ben bu kadar canlı hissetmemiştim.
Tom'un nerede yaşadığı hakkında hiçbir fikrim yok.
İkizlerden biri hayatta, ancak diğer ölü.
Her sabah canlı bir kurbağa ye ve günün geri kalan kısmında sana daha kötü bir şey olmayacak.
"Ah. Hayatta mısın?" "Evet. Herkes nerede?" "Bilmiyorum."
Bugün gelip gelmeyeceğinizi merak ediyordum.