Examples of using "Rosse" in a sentence and their turkish translations:
Kırmızı elmaları yedim.
Sana kırmızı güller getirdim.
Ben kırmızı ayakkabıları istedim.
- Kulaklarım kırmızı mı?
- Kulaklarım kızarmış mı?
O, kan portakalını tercih eder.
Kızıl saçlıları beğeniyorum.
Onlar kırmızı.
Bu kırmızı hapların ikisini al.
Yanakları kızardı.
Ben kırmızı gülleri severim.
Ağacın yaprakları kızardı.
Elmalar kırmızıdır.
- Kirazlar kırmızıdır.
- Kirazlar kırmızı renklidir.
Kırmızı etten hoşlanırım.
Ağaçlardaki yapraklar kırmızıya döndü.
Kırmızı eti çok severim.
Bir kırmızı ayakkabım var.
Yapraklar sonbaharda kırmızıya döner.
Bütün elmalar kırmızıdır.
Yanakları kırmızıydı.
Yapraklar kızardı.
Yanaklarım kırmızıydı.
Onun tırnakları kırmızıdır.
Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.
- Ağaçtaki yapraklar kırmızı renge dönüştü.
- Ağaçtaki yaprakların rengi kırmızıya döndü.
Oda kırmızı ışıklarla aydınlatıldı.
Ekibimiz kırmızı gömlekler giyiyordu.
Nancy bir çift kırmızı ayakkabı istiyor.
Bu yeşil yapraklar sonbaharda kırmızıya döner.
Ağaçlardaki yapraklar kırmızıya döndü.
- Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
- Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?
Kimse cenazede kırmızı mini etek giymez.
Bahçedeki ağaçların yaprakları tamamen kızardı.