Examples of using "Profondamente" in a sentence and their turkish translations:
- Derin derin soludu.
- Derince bir nefes aldı.
Ben mışıl mışıl uyudum.
Fazla derin uyuma.
- O, borca batmış.
- O, borç batağına saplanmış.
Tom derin uykudaydı.
- O, şimdi son derece borçlu.
- Şu an borca batmış durumda.
Tom derinden şok oldu.
- Derin nefes alamadı.
- Derin nefes alamıyordu.
Tom derin biçimde uyudu.
Hikaye bizi derinden etkiledi.
O, ona derinden bağlıdır.
Derin nefes almak sağlıklıdır.
Onun konuşmasından derinden etkilendim.
Tom, derin düşünceye daldı.
- Tom çok rahatsız.
- Tom derinden rahatsız.
Tom derin uykuda.
Tom derinden etkilendi.
Tom derinden nefes alıyordu.
- Tom bu işe çok bulaşmıştı.
- Tom derinden ilgiliydi.
Bu çok rahatsız edici.
Kibarlığın için derinden minnettarım.
O anne ve babasına derinden bağlıdır.
hâlâ onlardan derinden kopuktum.
Birbirlerinden en içten duygularla nefret ediyorlar.
Tom, Mary'yi derinden özlüyor.
Eylemlerim için derinden üzgünüm.
Babanız da protestolara yol açan bu öfkeyi
...okyanusun ritmiyle derinden bir bağ kuracak.
Ekonomi, siyasete derinden bağlı.
Leyla, Sami'ye derinden aşıktı.
Ben onu herhangi başka adamdan daha içten seviyorum.
Tom Mary'nin hamakta uykuya daldığını gördü.
Gezegensel sınırlar derinden birbirleriyle bağlantılı
Kocam ve kızım derin uykuda.
- Tom gerçekten nedense benden nefret ediyor.
- Tom gerçekten bir nedenle benden nefret ediyor.
Seni söyleyebileceğimden daha derinden seviyorum.
hatta üç kere bakmak zorunda kaldım.
Karısı öldüğünde o derin bir keder içindeydi.
net bir şekilde görebildim.
Ben Frida Kahlo'nun hayatına ve çalışmalarına derinden hayranlık duyuyorum.
1810'da Portekiz'in işgali için Mareşal Masséna'ya katıldı, ancak komutası altına alınmaktan
Mektubu o kadar arkadaşçaydı ki, o derinden etkilendi ve ağlamaya başladı.
Alain'i annesi bile her zaman korudu fakat şımarık küçük çocuk, kitapta derin bir nefret uyandıran ve kendini beğenmiş bir kişiye dönüşür.