Translation of "Piantare" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Piantare" in a sentence and their turkish translations:

- Ci siamo andati per piantare degli alberelli.
- Ci siamo andate per piantare degli alberelli.
- Ci andammo per piantare degli alberelli.
- Siamo andati lì per piantare degli alberelli.
- Siamo andate lì per piantare degli alberelli.
- Andammo lì per piantare degli alberelli.

Oraya fidan ekmeye gittik.

- Devo piantare degli alberi in giardino.
- Io devo piantare degli alberi in giardino.
- Devo piantare degli alberi nel giardino.

Bahçeye ağaç dikmek zorundayım.

Dove dobbiamo piantare la tenda?

Çadırı nereye kurmalıyız?

Piantare foreste è buono per l'ambiente.

- Ormanların dikimi çevre için iyidir.
- Ormanların dikilmesi çevreye yarar sağlar.
- Ağaç dikilmesi çevre için iyidir.
- Ağaç dikilmesi çevre için yararlıdır.

- Tom ha detto a Mary dove piantare le rose.
- Tom disse a Mary dove piantare le rose.

Tom Mary'ye gülleri nereye dikeceğini söyledi.

A 14 anni, ha iniziato a piantare fragole.

O 14 yaşındayken, çilek ekmeye başladı.

Prima di tutto, dobbiamo piantare tutti questi semi.

Öncelikle bütün bu tohumları ekmek zorundayız.

Mi sono fatta piantare qualche albero dal giardiniere.

Bahçıvana bazı ağaçlar diktirdim.

Tom aveva molte opportunità di piantare la bomba.

Tom'un bir bomba yerleştirmek için çok fırsatı vardı.

Questo è un buon posto dove piantare la nostra tenda.

Bu, çadırımızı kurmak için iyi bir yer.

- Semplicemente non voglio piantare in asso Tom.
- Semplicemente non voglio deludere Tom.

Sadece Tom'u hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.