Examples of using "Részt" in a sentence and their turkish translations:
Katıl!
O, yarışa katıldı.
Dünkü bölümü gördün mü?
Katılmak istiyorum.
Altı çizili kısmı tercüme et.
Toplantıya katıl.
Bilimsel toplantılara katılırım.
Güzellik yarışmasına katıldı.
Partiye katıldım.
Ben partiye katıldım.
Maratona katılacağız.
Kim katılacak?
Tom katılacak.
Devam edemeyiz.
- En iyi kısmı kaçırdın.
- En iyi kısmı kaçırdınız.
O anda kalmak için neredeyse zorlayıcı bir mekanizma.
anlatacak olmak benim için bir fırsat.
Bizim gibi bu olayları her gün yaşamayan
Biz yüz yıllardır bu işin içindeyiz.
Her üye katılmalı.
Onun yerine toplantıya katıldım.
Tom toplantıya katıldı.
Tom araştırmaya katıldı.
Başka bir bölüm izlemek ister misin?
ya da siyasi bir toplantıya katılmak,
Başkan en önemli haber ağlarından birini kapatınca
Tom yaz festivaline katıldı.
Mary bir pilates dersi aldı.
Bir saat süren sunuma katıldım.
Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
Arapçada ders almak istiyorum.
Tatbikata beş ülke katıldı.
- Nihayet, ilk bölümü bitirdik.
- En azından ilk bölümü bitirdik.
insanların konuya dahil olması.
Rahip çocukların oyunlarına katıldı.
Toplantıya katılmasak iyi olur.
Yalnızca dört tane at yarıştaydı.
Karıştırılmak istemiyorum.
- O yer almak istemiyor.
- O karıştırılmak istemiyor.
Bugünkü toplantıya katılmana gerek yok.
Toplantıya katılmamaya karar verdi.
Konferansa katılamayacağım.
Az önce 3.bölümü izlemeyi bitirdim.
Tom'un babası bir Kore Savaşı gazisi.
Eğer algin bu ışığa duyarlı kısmını klonlarsak
ve genelde sizin çok sevdiğiniz gibi görünen
Amerika'daki ırkçılık konusunu tartışmak üzere
aynı sizler gibi gündelik hayattaki toplantılara katılır,
Bir kitleye katılmak zorundayım.
Bu öğleden sonra katılacak önemli bir toplantım var.
En büyük kısmı Rusya ele geçirmiştir.
Kırk kişi katıldı.
Bana onun düğününe katılmak için davet etti.
Tom karışmayı reddediyor.
O sırada, Princeton Üniversitesi'nden
Tom hasta olduğu için toplantıya katılamadı.
Dan, Linda'nın planına katılmak için isteksiz kaldı.
İnsanların neden dahil olmadıklarını,
Konuşmamın en önemli kısmını unuttuğumu çok geç anladım.
Bu kararlara dahil olma hakkımız olduğu için buradayız.
İstersen oraya kendin gidebilirsin ama ben bunun bir parçası olmak istemiyorum.
Bir toplantıya katılmak zorundaydım bu yüzden Tom'u okuldan sonra almak için onu zamanında yapamadım.
Korkarım ki seni hayal kırıklığına uğratmak zorunda kalacağım. Canım bu tartışmaya katılmak istemiyor
Bir konferansa katılmak için Tokyo'ya geldim.
Ben onun cenaze törenine katıldım.