Translation of "Levelek" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Levelek" in a sentence and their turkish translations:

Hullanak a levelek.

Yapraklar dökülüyor.

A levelek lehullottak.

Yapraklar düştü.

Ősszel a levelek lehullanak.

Yapraklar sonbaharda dökülür.

A levelek ősszel elvörösödnek.

Yapraklar sonbaharda kırmızıya döner.

Miért zöldek a levelek?

Yapraklar neden yeşildir?

Rondák ezek a levelek.

Bu mektuplar çirkin görünüyor.

Láthatják: a levelek szépen felpöndörödnek.

yukarı doğru kıvrıldığını göreceksiniz.

A levelek lehullottak a fákról.

Yapraklar ağaçlardan düştü.

A levelek a földre hulltak.

Yapraklar toprağa düştü.

A levelek októberben kezdenek hullani.

Yapraklar ekimde düşmeye başlar.

és megnyitottam a gyűlölködő levelek mappáját.

ve tüm o nefret epostalarını sakladığım dosyayı açtım.

A levelek azt mondják: "Nitrogént kérek."

Yapraklar sana "Azota ihtiyacım var." der.

Ősszel a levelek elszineződnek és lehullanak.

Sonbaharda yapraklar renk değiştirir ve düşer.

Ősszel lehullanak a levelek a fákról.

Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.

Néha a lakcímemre is érkeztek gyűlölködő levelek.

Bazen nefret mektupları evime de geliyordu.

Tom kötelességei közé tartozik a levelek összegereblyézése.

Tom'un görevleri yaprakları tırmıkla toplamayı içermektedir.

A levelek pirossá válnak két vagy három héten belül.

Yapraklar iki veya üç hafta içinde kızaracak.

Ezek a zöld levelek ősszel megsárgulnak, vagy pirosba váltanak.

Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.

A rothadó őszi levelek napközben szolgáltatnak némi nedvességet és meleget.

Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.

A fákon megjelenő sárga, vörös és barna levelek az ősz első jelei.

Ağaçlarda görünen sarı, kırmızı ve kahverengi yapraklar sonbaharın ilk işaretidir.

S amint egy gyengéd szellő a levelek susogását idézte elő, ragyogó fénycsóvák pajkosan szökdelve megcsillantak közöttük.

Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu