Translation of "Trank" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "Trank" in a sentence and their turkish translations:

Er trank.

İçiyordu.

Tom trank.

Tom içiyordu.

Maria trank.

Mary içiyordu.

Er trank Bier.

O, bira içti.

Tom trank Limonade.

Tom limonata içti.

Sie trank Milch.

Süt içti.

Ich trank Milch.

Süt içtim.

Tom trank Sauermilch.

Tom kaymak tutmuş süt içti.

Tom trank Apfelsinensaft.

Tom biraz portakal suyu içti.

Ich trank Kaffee.

- Ben kahve içtim.
- Kahveyi içtim.

Er trank Milch.

Süt içti.

- Er trank aus Versehen Reinigungsmittel.
- Er trank versehentlich Spülmittel.

O, yanlışlıkla deterjan içti.

Er trank ein Bier.

O, bir bira içti.

Ich trank gewöhnlich Bier.

O önceleri bira içerdi.

Er trank nie Wein.

O şarap içmedi.

Mein Bruder trank Saft.

Benim kardeşim şıra içti.

Tom schluckte den Trank.

Tom iksiri içti.

Tom trank ein Bier.

Tom bir bira içti.

Ich trank etwas Saft.

Biraz meyve suyu içtim.

Er trank ein Glas Rotwein.

O bir bardak kırmızı şarap içti.

Er trank eine Flasche Wein.

O bir şişe şarap içti.

Er trank die Milch nicht.

O, sütü içmedi.

Christoph Kolumbus trank ungefiltertes Meerwasser.

Kristof Kolomb filtre edilmemiş deniz suyu içti.

Tom trank ein Glas Wein.

Tom bir bardak şarap içti.

Tom trank ein Glas Orangensaft.

Tom bir bardak portakal suyu içti.

Tom trank seinen Kaffee aus.

Tom kahvesini bitirdi.

Tom trank sein Bier aus.

Tom birasını bitirdi.

Sie trank ihr Bier aus.

O, birasını bitirdi.

Er trank sein Bier aus.

Birasını bitirdi.

Ich trank ein Glas Milch.

Bir bardak süt içtim.

Tom trank ein Glas Rotwein.

- Tom bir kadeh kırmızı şarap içti.
- Tom bir bardak kırmızı şarap içti.

Tom trank eine Tasse Tee.

Tom bir fincan çay içti.

Tom trank gestern sehr viel.

Tom dün çok içti.

Tom trank drei Gläser Wasser.

Tom üç bardak su içti.

Tom trank Wein in Schlückchen.

Tom şarap yudumladı.

Tom trank aus einer Wasserflasche.

Tom bir su şişesinden içiyordu.

Tom trank drei Flaschen Bier.

Tom üç şişe bira içti.

Tom trank eine Tasse Kaffee.

Tom bir fincan kahve içti.

Tom trank versehentlich etwas Gift.

- Tom yanlışlıkla biraz zehir içti.
- Tom herhangi bir zehri kazara içti.

Tom trank ein alkoholfreies Bier.

Tom alkolsüz bir bira içti.

- Ich trank gewöhnlich Bier.
- Ich habe mal Bier getrunken.
- Ich trank früher Bier.

Bira içerdim.

Sie trank direkt aus der Flasche.

O doğruca şişeden içti.

Er trank direkt aus der Flasche.

O doğruca şişeden içti.

Er trank aus einer Flasche Apfelsinensaft.

O bir şişeden portakal suyu içti.

Tom trank noch ein Glas Wein.

Tom bir bardak daha şarap içti.

Tom trank direkt aus der Flasche.

Tom şişeden içti.

Tom trank den ganzen Abend lang.

Tom bütün akşam içki içti.

Er trank es in einem Zuge.

Bir yudumda içti.

Tom trank durch einen Strohhalm Schokoladenmilch.

Tom bir pipetle çikolatalı süt içiyordu.

Tom trank mit einem Strohhalm Schokoladenmilch.

Tom pipetle çikolatalı süt içiyor.

Tom trank sein Glas Milch aus.

Tom süt bardağını bitirdi.

Er trank eine ganze Flasche Milch.

Tam bir şişe süt içti.

Er aß Kuchen und trank Tee.

O pasta yedi ve çay içti.

- Tom trank Kaffee und Mary rauchte eine Zigarette.
- Tom trank Kaffee, während Maria eine Zigarette rauchte.

Mary sigara içerken Tom kahve içti.

Das Kätzchen trank unter dem Tisch Milch.

Kedi yavrusu masanın altında süt içiyordu.

Tom trank eben noch seinen Kaffee aus.

Tom az önce kahvesini bitirdi.

Heute Morgen trank ich Kaffee statt Tee.

Bu sabah çay yerine kahve içtim.

Der Hund trank Wasser und ging weg.

Köpek suyu içip uzaklaştı.

Nach jenem Vorfall trank er niemals wieder.

Olaydan sonra, o asla tekrar içmedi.

Tom trank während seiner Russlandreise viel Wodka.

Rusya'daki yolculuğunda, Tom çok fazla votka içti.

Er machte einen Fehler und trank Gift.

O bir hata yaptı ve zehir içti.

- Tom trank Milch.
- Tom hat Milch getrunken.

Tom süt içti.

- Ich trank Kaffee.
- Ich habe Kaffee getrunken.

Kahve içtim.

Tom trank für gewöhnlich Bier zum Abendbrot.

Tom akşam yemeği için genellikle bira içti.

Tom trank einen Schluck von seinem Tee.

Tom onun çayından bir yudum aldı.

Ich ging zum Wasserhahn und trank Wasser.

Musluğa gittim ve su içtim.

- Ali hat Cola getrunken.
- Ali trank Cola.

Ali kola içti.

Greta trank das Bier in einem Zug aus.

Greta birayı tek yudumda içti.

Sie trank auf der Feier zwei Gläser Wein.

Partide iki bardak şarap içti.

Der Hund trank etwas Wasser und ging weg.

Köpek biraz su içti ve gitti.

Ich trank es bis auf den letzten Tropfen.

Son damlasına kadar içtim.

Tom nahm das Wasserglas und trank einen Schluck.

Tom bir bardak suyu aldı ve bir yudum içti.

Tom stand an der Schanktheke und trank etwas.

Tom bir içki içerken barda durdu.

Tom trank die ganze Flasche Wein allein aus.

Tom bütün bir şişe şarabın tümünü tek başına içti.

Tom nahm das Saftglas und trank einen Schluck.

Tom bir bardak meyve suyu aldı ve bir yudum içti.

Tom nahm seine Kaffeetasse und trank einen Schluck.

Tom kahve fincanını aldı ve bir yudum aldı.

- Tom hatte ein Bier.
- Tom trank ein Bier.

Tom'un bir birası vardı.

Tom trank das Wasser, das man ihm gab.

Tom ona verilen suyu içti.

Tom saß unter einem Baum und trank Wein.

Tom bir ağacın altında oturuyordu, şarap içiyordu.

Tom trank Whisky, als ob es Wasser wäre.

Tom su gibi viski içti.

Der Kaffee, den ich trank, hatte Haselnusssahne darüber.

İçtiğim kahvenin üstünde fındık kreması vardı.

Tom aß den Kuchen und trank den Tee.

Tom pasta yiyip çay içti.

- Der Schreiber hat Wein getrunken.
- Der Schreiber trank Wein.

Yazar şarap içti.

Er trank den Whisky, als ob es Wasser wäre.

Viskiyi sanki suymuş gibi içti.

Sie plauderte mit mir, während sie ihren Tee trank.

Çayını içerken benimle sohbet etti.

- Ich trank das Wasser.
- Ich habe das Wasser getrunken.

Suyu içtim.

Tom war der einzige im Nachtclub, der nicht trank.

Tom gece kulübünde içmeyen tek kişiydi.

Thomas stand an der Bar und trank ein Bier.

Tom barda duruyordu, bir bira içiyordu.

Nachdem ich gebadet hatte, trank ich ein alkoholfreies Getränk.

Duş aldıktan sonra biraz meşrubat içtim.

Einer trank mit uns Bier, die anderen landeten im Gefängnis.

Sonunda aramızdan bazıları bira içti, bazıları da hapse girdi.

Sie trank ihren Kaffee aus und wollte noch einen haben.

Kahvesini bitirdi ve bir tane daha istedi.

Er trank eine Tasse Tee und bat um eine weitere.

Bir bardak çay içti sonra bir tane daha istedi.

Tom saß alleine am Küchentisch und trank eine Tasse Kaffee.

Tom bir fincan kahve içerken mutfak masasında yalnız oturuyordu.

Ich trank eine Tasse Tee, um mich wach zu halten.

Kendimi uyanık tutmak için bir bardak çay içtim.

Mein Onkel trank weiter Alkohol, trotz des Ratschlags seines Arztes.

Tom doktorunun tavsiyesine rağmen içmeye devam etti.