Examples of using "Fälschung" in a sentence and their turkish translations:
Bu sahte.
Bu bir taklit.
Bu bir taklit.
Fotoğraf bir aldatmacaydı.
Acaba Uşak'taki sahtesi mi?
Bu tablo bir sahtecilik.
- O bir taklit.
- Bu sahte.
Bu elmas gerçek mi yoksa sahte mi?
Bu elmas sahte.
Kanatlı deniz atı broşu sahtesiyle değiştirilip kaçırıldı
Bir orijinali sahteden ayırt etmek zordur.
Birkaç yıl önce, bu kitap bir dolandırıcılık olarak ortaya çıkmıştır.
Sonra... Sahte evrak hazırlayan bir serviste çalışıyordum,
Sanırım Tom aldığı tablonun sahte olduğunu öğrendiğinde oldukça kızacak.