Examples of using "Bar" in a sentence and their turkish translations:
Onlar nakit ödedi.
O nakit ödedi.
Ben nakit öderim.
O bana nakit ödedi.
Ben nakit ödedim.
Nakit mi ya da kredi kartı mı?
Nakit ödeyebiliriz.
Tom nakit ödedi.
- Nakit mi ödeyeceksiniz?
- Nakit mi ödeyeceksin?
O nakit ödedi.
Mary nakit ödedi.
Araba için nakit ödedim.
Tom barda oturuyor.
Hayır. Ben nakit ödemek istiyorum.
Ben bir barda çalışıyorum.
Nakit olarak ödemek zorunda kaldım.
Tom nakit ödemek istemiyor.
Yalnız peşin mi ödenebiliyor?
Bir bara gidiyorlar.
Alım için peşin ödedim.
Bana nakit ödenmesini istiyorum.
Her zamanki gibi onu fulle. Nakit ödeyeceğim.
Tom genellikle her şeyi nakit olarak öder.
Barda tek başıma oturdum.
Bar zemin katta.
Bunun için peşin mi yoksa çekle mi ödeme yapıyorsun?
Tom Mary ile barda oturdu.
Chuck'ın Bar and Grill'inde çalışıyorum.
Karaoke barda shochu içtik.
Nakit ödersem bir indirim olur mu?
Bu bar akşam geç saatlerde çok daha yoğun.
Normalde nakit yerine kredi kartıyla öderim.
Nakit ödeyebilirseniz memnun olurum.
Dükkanda yalnızca nakit kabul ediyorlar.
Ali her hafta nargile kafeye gider.
Tom ve Mary barda beraber oturuyordu.
Tom barda duruyordu, bir bira içiyordu.
Bu barın sahibi asla veresiye içki satmaz.
Benim dışımda, üç arkadaşım bara kabul edildi.
Bar açık mı?
Benim bin dolarlık seyahat çeklerim ve beş yüz dolar nakitim var.
Tom, barda herkes için içki ısmarladı.
Bu katta bir restoran veya bar var mı?
Bu akşam yeni bir bara gidiyoruz. Sen de bizimle gelmek ister misin?
Ortalama bir araba için önerilen lastik basıncı yaklaşık 32 psi'dir.
Onu dün gece barda gördüm ve o gerçekten sarhoştu.
- Peşin ödersem indirim yapıyor musunuz?
- Nakit ödersem, indirimli alabilir miyim?
Bir at bir bara girer. Barmen "Neden bu kadar uzun bir yüz?" diye sorar.
ABD'de, insanların nakit ödeme yerine bir çek yazmaları yaygındır.
Tom Mary'yi aradı ve ofisinin karşısındaki barda bir içki için onunla buluşmasını rica etti.
Ben bara girdiğimde müzik kutusunda hüzünlü bir müzik çaldığını duydum.