Translation of "Parantaa" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Parantaa" in a sentence and their turkish translations:

- Hoito parantaa sairauden.
- Hoito parantaa taudin.

Bir tedavi hastalığı tedavi edecektir.

- Haluaisin parantaa unkariani.
- Mä haluisin parantaa mun unkarii.

Macarcamı ilerletmek istiyorum.

Aika parantaa haavat.

- Zaman bütün yaraları iyileştirir.
- Zaman her şeyin ilacıdır.

Liikunta parantaa terveyttä.

- Egzersiz, sağlığı geliştirir.
- Egzersiz, sağlığı iyileştirir.

Oppilaan täytyy parantaa.

Öğrenci ilerlemek zorunda.

Haluaisin parantaa englannintaitojani.

İngilizce becerilerimi geliştirmek istiyorum.

Kunnon hikoilu parantaa vilustumisen.

İyi bir ter soğuk algınlığını tedavi eder.

- Voimmeko parantaa kuvaa?
- Voimmeko kohentaa kuvaa?

Görüntüyü büyütebilir miyiz?

Jobinkyynelheinä voi parantaa suuren määrän sairauksia.

Gözyaşı Otu çok sayıda hastalığı tedavi edebilir.

Jo tunteista puhuminen voi parantaa mielialaa.

Yalnızca nasıl hissettiğiniz hakkında konuşmak bile daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.

Jumala parantaa sinut, ja lääkäri saat rahat.

Allah seni sağlıklı yapar ve doktor paranı alır.

Monet ihmiset uskovat akupunktuurin voivan parantaa sairauksia.

Birçok insan akupunkturun hastalıkları iyileştirebileceğine inanır.

- Minun täytyy petrata ranskaani.
- Minun täytyy parantaa ranskantaitojani.

- Fransızcamı geliştirmeliyim.
- Fransızcamı geliştirmem gerekiyor.

Yritä puhua englantia niin usein kuin mahdollista, jos haluat parantaa englantiasi.

İngilizceni geliştirmek istiyorsan mümkün olduğu kadar sık İngilizce konuşmaya çalış.

Sota, sairaudet ja nälkä aiheuttavat yhä hävitystä rutiköyhässä maassa, vaikka kansainvälisellä panostuksella on yritetty parantaa tilannetta vuosikymmenien ajan.

Durumu iyileştirmek için on yıllardır devam eden uluslararası çabalara rağmen, savaş, hastalık ve kıtlık yoksulluk çeken ülkeyi yok etmeye devam ediyor.

Hyvien esimerkkilauseiden kirjoittaminen on niin helppoa, että vaikka me vahingossa poistaisimmekin muutaman hyvän lauseen kun hankkiudumme eroon huonoista lauseista, niin minun mielestäni voisimme parantaa tämän korpuksen laatua dramaattisesti tekemällä paljon poistoja.

İyi örnek cümleler yazmak o kadar kolaydır ki bir sürü kötü olanlardan kurtulma sürecinde birkaç iyi cümleyi kazara iptal etsek bile, sanırım çok sayıda iptal yaparak bu korpusun kalitesini şiddetle geliştirebiliriz.