Examples of using "Lakkaa" in a sentence and their turkish translations:
Gülmeyi kes!
Sızlanmayı bırak.
- Karşı koymaktan vazgeç!
- Direnmeyi bırak!
Benden çekinmeyi bırak.
Babanı rahatsız etmeyi kes.
Kalbi atmayı bırakıyor.
Sürekli uzayan dişler.
Denemeyi bırak.
Şikayet etmeyi kes.
Yağmur durduğunda gideceğiz.
- Gülmeyi bırak!
- Gülmeyi kes!
Yağmur duruncaya kadar bekleyelim.
- Hayal kurmayı kes.
- Hayal kurmayı bırak.
- Hayale dalma.
Bana öyle bakmaktan vazgeç.
Mırıldanmayı kes.
- İş hakkında konuşmayı bırak.
- İş hakkında konuşmayı kes.
- İş hakkında konuşmayı kesin.
- İşten bahsetmeyi bırak.
Biz yağmur durur durmaz gideceğiz.
Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.
Yağmur durursa dışarı gidebilirim.
Başımın etini yemeyi bırak.
Yalan söylemeyi bırak.
- Hor görmekten vazgeç.
- Küçümsemekten vazgeç.
Tom'a ne olduğu hakkında endişe etmekten vazgeç.
Senin yaratıcılığın beni hep hayrete düşürüyor.
- Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor.
Bağırmayı kes!
- Şikayet etmeyi kes!
- Mızmızlanmayı kes!
Bu kadar saf olma.
Beni gıdıklamayı bırak!
Yağmur durduğunda yürüyüşe çıkarız.
Yağmur sona erdiğinde, gideceğiz.
Tom Mary'nin o kadar çok TV izlemeyi bırakmasını istiyor.
Yağmur yarın da durmazsa bir hafta boyunca yağmış olacak.
Bana Bayan Çokbilmiş demeyi bırak.