Translation of "Eri" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Eri" in a sentence and their turkish translations:

Eri valtakunnat -

Farklı imparatorluklar ne yaptı?

- Me asumme eri hotelleissa.
- Meillä on eri hotellit.

Biz farklı otellerde kalıyoruz.

Olen eri mieltä.

- Ben aynı fikirde değilim.
- Aynı fikirde değilim.
- Ben katılmıyorum.
- Uygun bulmuyorum.

”Mitä pidätte teestä, nuoriherra?” ”Eri hyvää, arvon Jeeves, eri hyvää.”

"Çay nasıl, genç efendim?" "Olağanüstü, sevgili Jeeves'im, olağanüstü."

Auttaakseni eri alojen ihmisiä

günlük hayattaki olağanüstü şeyleri görebilmeleri

Ja etsivät eri saalista.

Farklı bir hedef peşindeler.

Me asumme eri hotelissa.

Farklı bir otelde kalıyoruz.

Olen eri mieltä kanssasi.

Sana katılmıyorum.

En ole eri mieltä.

Ben katılıyorum.

Olen täysin eri mieltä.

Ben hiç katılmıyorum.

Tom on eri mieltä.

Tom onaylamıyor.

- Lihakauppa myy eri lihalaatuja.
- Lihakaupassa myydään monella eri tavalla leikattuja lihoja.

Kasap etin çeşitli kesimlerini satar.

- Tomi on kiinnostunut monista eri asioista.
- Tomia kiinnostaa monet eri asiat.

Tom birçok farklı şeyle ilgileniyor.

Monet eri saalistajat vainoavat sitä.

Onu avlayan bir sürü yırtıcı tür var.

Niitä valmistetaan useissa eri ko'oissa.

Onlar değişik ebatlarda üretilmektedir.

Miten sanotaan 97 eri kielillä?

- Çeşitli dillerde 97'yi nasıl söylersin?
- Çeşitli dillerde "doksan yedi"'yi nasıl söylersin?

Pelkään että olen eri mieltä.

Korkarım ki katılmıyorum.

- Olen täysin eri mieltä sinun kanssasi.
- Mä oon täysin eri mieltä sun kanssa.

Sana tamamen katılmıyorum.

Ja ne heijastavat valoa eri tavoilla.

yani ışığı farklı yansıtıyorlar.

Mutta pian näin metsän eri tyypit.

Ama bir süre sonra, farklı orman türleri görüyorsunuz.

Tietysti elämäntyylimme on eri kuin Amerikassa.

Tabii ki yaşam tarzımız Amerika'dan farklı.

Tämä sana tarkoittaa useita eri asioita.

Bu kelime birkaç farklı şeyi ifade eder.

Tomi on nykyään kuin eri ihminen.

Tom şimdi farklı bir kişi gibi.

Olet jo kokeillut kolmea eri menetelmää.

Ben zaten üç farklı metot denedim.

Kuinka monta eri koulua olet käynyt?

Kaç tane farklı okula devam ettin?

Tomin olisi pitänyt valita eri ammatti.

Tom farklı bir iş seçmeliydi.

Tuhansien eri lajien havitellessa ruokaa ja tilaa -

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

Tietäminen ja tekeminen ovat kaksi eri asiaa.

Bilmek ve yapmak iki farklı şeydir.

Miljardöörillä on viisi kotia neljässä eri maassa.

Bu milyarderin 4 farklı ülkede 5 evi var.

Tom ja Mary ovat aina eri mieltä.

Tom ve Mary her zaman birbirleriyle çelişiyor.

- Tomi oli eri mieltä kanssamme.
- Tomi oli meiän kaa eri mieltä.
- Tomi ei ollut meidän kanssamme samaa mieltä.

Tom bizimle aynı fikirde değildi.

Mari seurustelee kahden eri miehen kanssa samaan aikaan.

Mary aynı anda iki farklı adamla çıkıyor.

- Olen nyt muuttunut mies.
- Olen nyt eri ihminen.

Ben artık farklı bir kişiyim.

Sinun ei tarvitse laittaa eri ruokaa joka henkilölle.

Her kişi için farklı bir yemek yapmak zorunda değilsin.

Kukaan meistä ei ole eri mieltä hänen kanssaan.

Hiçbirimiz onun fikrine karşı değiliz.

Voin tehdä sen kahdella eri tavalla. Sinä päätät kummalla.

Ama bunu yapmanın birkaç farklı yolu var. Buna siz karar vereceksiniz.

Hän asui viidessä eri maassa 25 vuoden ikään mennessä.

- 25 yaşına gelinceye kadar beş farklı ülkede yaşadı.
- 25'ine geldiğinde beş farklı ülkede yaşamıştı.

Joka tarkoitti että samoilla tiloilla oli viruksia eri lähteistä

Bu da çiftliklerde daha fazla virüs bulunması anlamına geliyordu.

Se ei ole viidakon ainoa eläin, joka näkee eri tavalla.

Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.

Onko tämä eri sana vai ainoastaan saman sanan toinen muoto?

Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?

Peter ja Carol olivat eri mieltä siitä missä he viettäisivät lomansa.

Peter ve Carol'un tatillerini geçirecekleri yerde araları açıktı.

Kun hän oli Los Angelesissa, hänellä oli vähintään kuusi eri työpaikkaa.

O, Los Angeles'ta iken, en az altı farklı işi vardı.

Eri värisiä ja kokoisia kristalleja oli hujan hajan pitkin hänen kirjoituspöytäänsä.

Birçok renk ve boyutlarda kristaller onun masasının karşısında dağıldı.

Jos haluat palata alkuun ja valita eri polun - hylyn löytämiseksi, valitse "toista jakso uudelleen".

Başladığımız yere dönüp farklı bir yol izlemek ve enkazı o şekilde bulmak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

Jotta opin ymmärtämään pieniä merkkejä ja käytöstä - sekä eri lajeja ja niiden välistä vuorovaikutusta.

her ufak davranışı, her türün ne yaptığını ve nasıl etkileşim kurduklarını anlayabilmek için yapılması gereken çok şey var.

"Kävelikö Jeesus veden päällä ja muutti sen sitten viiniksi?" "Ei, se on eri tarina!"

"İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü?" "Hayır bu başka bir konu!"

- Jonilla ja Marilla oli erilaiset mielipiteet siitä tärkeästä asiasta.
- Joni ja Mari olivat eri mieltä siinä tärkeässä asiassa.

John ve Mary'nin o önemli mesele hakkında farklı fikirleri vardı.