Translation of "Wife's" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Wife's" in a sentence and their turkish translations:

Tom's wife's pregnant.

Tom'un karısı hamile.

She's my wife's friend.

O, karımın arkadaşıdır.

What's your wife's name?

- Karının adı ne?
- Karınızın adı ne?
- Karınızın ismi nedir?
- Karının ismi nedir?

What's Tom's wife's name?

Tom'un karısının adı ne?

What's your wife's job?

Karının işi nedir?

- What's your wife's maiden name?
- What is your wife's maiden name?

Karınızın kızlık soyadı nedir?

I forgot my wife's birthday.

Ben karımın doğum gününü unuttum.

Tom forgot his wife's birthday.

Tom karısının doğum gününü unuttu.

He forgot his wife's birthday.

O, karısının doğum gününü unuttu.

I've forgotten Tom's wife's name.

Tom'un eşinin adını unuttum.

Your wife's on the phone.

Karın telefonda.

Tom's wife's name is Mary.

Tom'un karısının adı Mary'dir.

He always values his wife's opinions.

O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.

My wife's going to kill me.

Karım beni öldürecek.

His wife's a friend of mine.

Onun karısı, benim bir arkadaşımdır.

Mary is my wife's middle name.

Mary karımın göbek adı.

My wife's friend's name is Linda.

Karımın arkadaşının adı Linda.

What color are your wife's eyes?

Karının gözleri ne renk?

Tom's wife's a friend of mine.

Tom'un karısı benim bir arkadaşım.

Tom's new wife's name is Mary.

Tom'un yeni karısının adı Mary'dir.

My wife's name is Lidia Zarębowa.

Eşimin adı Lidia Zarębowa.

Tom remarried after his wife's death.

Tom karısının ölümünden sonra yeniden evlendi.

Sami dressed in his wife's clothes.

Sami karısının kıyafetlerini giymişti.

Do you know Tom's wife's name?

Tom'un karısının adını biliyor musun?

Bob got impatient at his wife's delay.

Bob eşinin gecikmesine sabırsızlandı.

She is a friend of my wife's.

O, karımın bir arkadaşıdır.

"What's your wife's name?" "I'm not married."

"Karınızın adı nedir?" "Evli değilim."

- My wife is pregnant!
- My wife's pregnant.

Karım hamile!

Have you ever forgotten your wife's birthday?

Hiç karının doğum gününü unuttun mu?

Tom is one of my wife's acquaintances.

Tom karımın tanıdıklarından biri.

Tom is older than his wife's father.

Tom karısının babasından daha yaşlı.

Fadil was at his ex-wife's house.

Fadıl eski karısının evinde idi.

Tom got tired of his wife's nagging.

Tom karısının dırıdırından bıkmış.

Tom remarried shortly after his wife's death.

Tom karısının ölümünden hemen sonra yeniden evlendi.

- My wife's pregnant.
- My wife is pregnant.

- Karım hamile.
- Eşim gebe.

Fred was very troubled by his wife's nagging.

Fred, karısının dırdırından çok rahatsız idi.

Tom is always complaining about his wife's cooking.

Tom karısının aşçılığı hakkında sürekli şikayet ediyor.

Tom approved of his wife's extra-marital affair.

Tom karısının evlilik dışı ilişkisini onayladı.

Tom told me his wife's name was Mary.

Tom bana karısının adının Mary olduğunu söyledi.

Tom threw his wife's clothes in the fire.

Tom karısının giysilerini ateşe attı.

My wife's father is my father-in-law.

Karımın babası benim kayınpederimdir.

He always avoids talking about his wife's death.

O, karısının ölümü hakkında konuşmaktan her zaman kaçınır.

Tom put his house in his wife's name.

Tom evine eşinin adını koydu.

Tom has been charged with his wife's murder.

Tom eşinin cinayetinden suçlandı.

Sami's affair with Layla reached his wife's ears.

Sami'nin Leyla'yla olan ilişkisi karısının kulaklarına ulaştı.

Sami put a sheet over his wife's body.

Sami karısının vücudunun üzerine bir çarşaf koydu.

Tom doesn't do anything without his wife's permission.

Tom karısının izni olmadan hiçbir şey yapmaz.

Your wife's on the phone. She says it's urgent.

Karın telefonda. Acil olduğunu söylüyor.

Tom put his hand on his pregnant wife's belly.

Tom hamile karısının karnına elini koydu.

My wife's constant nagging really gets on my nerves.

Karımın sürekli dırdırı gerçekten sinirlerimi bozuyor.

Tom was convicted in 2013 for his wife's murder.

Tom karısını öldürdüğü için 2013 yılında suçlu bulunmuştu.

My wife's taste in clothes is different from mine.

Karımın elbiselerdeki zevki benimkinden farklıdır.

We're spending Christmas Eve at my wife's parents' house.

Biz Noel arifesini eşimin ebeveynlerinin evinde geçiriyoruz.

Tom is a friend of my wife's younger brother.

Tom, karımın küçük erkek kardeşinin bir arkadaşı.

My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.

Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.

My wife's father is my father-in-law, I am his son-in-law, and my father is my wife's father-in-law.

Karımın babası benim kayınpederimdir, ben onun damadıyım ve benim babam karımın kayınpederidir.

- He is acquainted with my wife.
- He is my wife's acquaintance.

O benim karımın tanıdığı.

- My wife's trying to sleep.
- My wife is trying to sleep.

Karım uyumaya çalışıyor.

Burglars broke into our apartment and stole my wife's fur coat.

Hırsızlar bizim daireye zorla girdi ve eşimin kürk ceketini çaldı.

Tom's wife's name is Mary and his son's name is John.

Tom'un karısının adı Mary ve oğlunun adı John.

- Your wife's on the phone.
- Your wife is on the phone.

- Karın telefonda.
- Karınız telefonda.

We plan to spend Christmas with my wife's family this year.

Biz bu yıl Noeli eşimin ailesiyle geçirmeyi planlıyoruz.

His wife's imitation, besides being a fun family, is a good example.

eşinin onun taklidini yapması ise, güzel örnek eğlenceli bir aile olmasının yanı sıra

His wife's second cousin was a member of the Jewish ruling council.

Karısının ikinci kuzeni Yahudi yargı meclisinin üyesiydi.

By the way, today is the 8th of June — my wife's birthday.

Söz açılmışken, bugün 8 haziran- karımın doğum günü

In Massachusetts, a man is not allowed to marry his wife's grandmother.

Massachusetts'te bir adamın, karısının büyükannesi ile evlenmesine izin verilmez.

If you see Tom, don't forget to ask him how his wife's doing.

Eğer Tom'u görürsen ona annesinin nasıl olduğunu sormayı unutma.

She is my wife's mother, that is to say, my mother-in-law.

O benim eşimin annesidir, yani, benim kayınvalidemdir.

Don't ever laugh at your wife's choices, because after all you're one of them.

Karının seçimlerine hiç gülme, çünkü sonuçta sen de onlardan birisin.

That Minister of Parliament was accused of buying his wife's dresses with public funds.

O Parlamento Bakanı kamu fonları ile karısının elbiselerini almakla suçlandı.

Tom was at his ex-wife's house at the time his wife was murdered.

Tom eşinin öldürüldüğü anda eski eşinin evinde idi.

If you see Mr. Long, please don't forget to ask him how his wife's doing.

Eğer Bay Long'u görürsen, lütfen ona karısının nasıl olduğunu sormayı unutma.

He became bad-tempered, continually criticized his wife's cooking and complained of a pain in his stomach.

O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.

When my wife's friend comes to visit, I find it hard to get a word in edgeways.

Karımın arkadaşı ziyarete geldiğinde, konuşmaya fırsat bulmayı zor bulurum.